30 Mart 2013 Cumartesi

kısa kısa...

selam blogırlar blogdaşlar ;) bugünkü menümüz aradan geçen süre sonrası açığı kapatmak üzere ufak bir atıştırmalık menü :D


- ayın 17sinde yada 18i ( bu konuda işviçreli bilim adamları hala çalışıyo) 1. yılımız doldu. bunun üstüne herkesin merakla beklediği konuyu söylüyorum: 
evet çılgınlar gibi seviştik. çok bişey yapmadık hatta hiç bişey yapmadık desem yeridir. sevişmek dışında.  tüm günümüzü evde geçirdik. ne özel bi olay haline getirdik ne de abarttık. belki özel olması gerekiyodu ama ne halimiz ne de paramız vardı açıkçası.ha bi ara sevgilimi kekleyip hediye aldım sana dedim. o da ben alamadım ya özür dilerim dedi. sonrasında  da sana 50 lira vereyim ne istersen al dedi. tabi gözünün üstüne inen yumruğu gülerken karşılayamadı öküzüm. neyse çok detay da yok zaten :) 

-staj yaptığım yerde işler ciddileşmeye başladı. en son müfettiş furyasından sonra da ebeminkini tersten görmüş bi vaziyetteydim. müdür yardımcısı o kadar kendimizi heba etmemizin karşılığında ufak bi sözle bütün yorgunluğumu aldı. "eee arkadaşlar stajyerler baya iyi gibi duruyo naapsak bunları okul bitince buraya mı aldırtsak!?" dedi diğer uzmanlara. bi anda bok gibi gelen kpss puanım ve gelecek kaygım 2 dakkaya gitmiş oldu. ha olur mu derseniz ben de onu sordum. olabilitesi varmış ve daha önce de yapmışlar. biraz umutlanıyorum çünkü gidecek yerim yok beni alıcak bi kurum yokmuş gibime geliyo. sene sonunda görücez herşeyi. hikaye ankarada mı devam edicik yoksa başka uç bir noktada mı???

-insülin direncim çıktığını yazmışmıydım bilmiyorum şuan hatırlamıyorum ama olay şu ki o yüzden kullandığım hapın diyet ve sporla desteklenmesi lazımmış. insan o zaman kilo veriyomuş ve kilo vermeye başladıktan belli bi süre sonra da diyete gerek kalmıyomuş. bende 1 haftadır dikkat ediyorum. ekmeğimi 2 dilimden 1 dilime indirdim. akşam yemeklerini abartmıyorum hatta ekmek bile yemiyorum. sabahları da poğaça simit yerine evden ekmek arası peynir şkeline sandwich hazırlayıp çıkıyorum. şuan tartıldığıma göre kilo vermiş gözüküyorum. aklımda da dengesiz havaların düzelmesinden sonra çıkıp koşmak var. evde geçen gün şınav çekeyim dedim ama görüntü çiftleşen pandalar misali olunca tamam accık yavaş başla dedim. ilk defa bu kadar kararlıyım. sevgilim ise kilo verdim diye tripte her zamanki gibi.

-mezun olma durumlarını insanın gözüne gözüne sokan başka bi olay ise kepli foto çektirme olayı olduğunu geçen hafta anladım. gittik saç baş falan ciks bi durumdayız. neyse önce kankamı aldı. öle bak böle bak aç kapa falan derken hem inceden yavşadı hem de fotosunu çekti adam. tabi fonda jastin biber falan böle dımtıs müziklerle havaya sokma cabasında. az da olsa müzik için havaya giriyon ama öle manyak pozlarda foto çekiyo ki yuh dedim ya. manyak dediysem de o fotoğrafı çektirdikten sonra al g.tüne sok yani. kimse görmesin. ne seni ne de verdiğin pozu. neyse fotolar çekildi sıra bana geldi. stüdyoda bi salıncak var. otur dedi bana. bi salıncağa baktım bi adama sonra bi daha salıncağa baktım. abi bu beni taşımaz yapma dedim. yok yok dedi. iyi dedim oturdum. taşıdı çok şükür ama salıncak 40 kilo insanlar için ya da götürüp çocuk parkına koymak için yapılmış. bi oturdum halatlar kıçımın yanlarından fışkırdı. tabi poz da verdirtti. aha dedim al başına belayı. sonra çektiği fotolara baktım pandayı salıncağa koymuşunda düşmemek için cebelleşiyo gibi bi poz olmuş. kak git olum koymam bunu dedim. çıkardım onları. sonra bi de katakulliye geldik götümüze paraları kaçırdık. neyse aldık fotoları çok şükür kazasız. annemi de aradım bak senin için foto yaptırdım boy boy albüm yaptırdım gelenlere evlenicek oğlum var diye aç göster dedim pek bi sevindi. öküzüm de bayıldı fotolara tabi benim aksime. bense iyi diyebildim sadece. kankamla da son pozu çektirip albümün sonuna koyduk. onlar bize koydu. biz kendimize koyduk. alan razı satan razı.

son olarak da masal sonu gibi kerevetli bi cümle söylemek isterdim ama cümleyi tam bilmiyom.

ok kib by şçş kıps!


12 Mart 2013 Salı

geç kalan kutlama :/

yav blogırcanlar blogdaşlar niye beni dürtmüyosunuz? özellikle de bigayım niye bana haber vermiyısın blogunun 1 senesi doldu büyüdü diye :D



23 şubatta 1. senem dolmuş da haberim yokmuş canlar neyse bu sene partisiz sakin geçti ama seneye cümbür cemaat kutlarık deme? ;)


bunu ilşk olarak bloguma sonra da 2348923894792083095. kez olarak da blogun sahibi olan kendime hediye ediyorum ;) panda olarak 1 seneeeeee geçtiiiii  :D

sizlerle daha nice bloglu postlu yorumlu yıllara canlar :*

11 Mart 2013 Pazartesi

film vizyondaaaa :P

blogırlar blogdaşlar :) farkettim ki yorumlarınızla beni takip ediyosunuz ve durumları merak ediyosunuz ;) anlatıcam şimdi merak etmeyin. bi bira çaktım rahatladım şuan onun etkisiyle yazıcam zaten. neyse girişi kısa kes diyenler olabilir tabi. kısa keselim ;)

bu adamın söyleyişine bayılıyorum. galp!!! 

öncelikle son durumları ele alıcak olursak şom ağızlılığımla ünlü oluğumu bir kez daha görmüş oldum. mezunum zart zurt derken ahanda olamayacağımı öğrenmiş oldum bi gün  pat diye. lan noluyo derseniz olayın özü şu ki alttan ders almak için kredimi zoryayıp ders alamamıştım 3ün 2sinden. sonra da hocalara sormuştum bi sorun olur mu diye. pek sallamadılar. biri sadece sorun olmaz dedi bende tamam la ne kascam beaaaa dedim :) sonra gel zaman git zaman bu dönemin ders kaydını yaparken lan dedim bi bakayım ben şu mezun olma kredisine. dürttü bişey artık ya ne dürttüyse afferim ona da ;) açtım baktım 151 kredi yazıyo. eee bende var 133 stajla da gelcek 16 kaldık mı 149da!? öle diyom böle diyom yok kafam almadı. gittim okula hoca hoca dedim. durum bu. hoca da demez mi sen ders almadın mı diye :D durumu iyice anlattım. eksik kalan kredi olduğunu anladık sonunda. neyse ki allahtan ders seçme dönemindeydim ki hemen bi ders kapayım dedim. huzurevinde staj yaptığım için yaşlılık dersi alayım dedim. gittim danışmanıma hocam kota aç durum bu dedim. (kısa kesiyorum :/ ) neyse önce kota açıcak hocayı aradık. okula yeni gelmiş beyimiz. bi de tatlı ki sormayın. 5 kilo pekmez yaaaala yaaala bitmez mode on tabi :D

hocalar falan arandı danışmanım konuşuyo tabi telefonda. ana bi de baktım dersi veremezmişmiş durumları oldu. diğer dersler boşmuş falan. lan ben diğer derslerden almak istesem niye gelirdim buralaraaaa. kıçımı kaldırmaz evimden hallederdim dedim. hem stajıma da faydası olucuk dedim. yok ikna edemedik. işin garip tarafı da danışmanım da dişlidir ama bildiğin elin araştırma görevlisi doçente posta koydu. neyse öle böle derken yarın bi daha gel dedi. iyi dedim gittim. stajdanda izin aldım ertesi gün bi daha gittim. tabi ilk görüşte araştırma görevlisine yalanan ben o gün diş biledim resmen. göööööt niye dersi vermez falan modlarındayım. zaten mezun olucum. 2 kredinin hesabını tutmak ona mı kaldı falan diyorum içimden. neyse gittim hocayı buldum. adamın dediği şey direk şu oldu. aa panda sen mi geldin. gel bak sana kota açıcaz dersi alıcaksın. bekle benim dersim birazdan biticek dedi. beni  salyalar gene akar modda tabi :D ayyyyy cıınııııım ders de açarmış kota da verirmiş :) smayli face modları :) :) :) ihi ihi falan diyorum içimden. bak yakışıklılığı kadar iyiliği de varmış içinde ay ne tatlıııığ derken hoca tabi beni siklermi bastı gitti ben heee derken :D gittim dersimi aldım sonuç itibariyle. şom ağızlılığım bi kenara kenafir gözlü blogırlar mı artık durumun kaynağı da bilemedim :D :P artık 1 dersim var ve o da cuma günü. cumaları staja gitmiyorum yani haftanın 5 gününden de yırttım :D keh keh keh ;) işin kötü tarafı vize final gene bana hüsran bana yine manyaklık uykusuz geceler :/


ordan staja geçicek olursak da staj fena değil tabi. hala huzurevi hala yaşlı ve yanık süt kokan rehabilitasyon odası :/ artık burnum alışsa da işleri kavrasam da bazen gitmek zor geliyo. neyse diyorum işin böylesine de gitmk var bide. sus diyorum içimden beterin beteri vaar. şom ağzın vaaar sus diyorum :D staj iyi giderken tabi bi haber geldi kulağımıza. başka bi üniversiteden bi stajyer geliyo dediler. bi kız bi erkek dediler. allaaaam işallah erkek olan cuma gelmez de bi yüzünü görürüm dedim. şöle kapı gibi tok sesli falan insanın içine işleyen bi cins olsa allaaaam diyip diyip durdum. çarşamba günü geldi çattı merakla bekliyorum tabi. neyse sabah 8de kuruma girdim. sosyal servisin odaya girdim. bi çocuk var orda bizim uzmanla konuşuyolar.

heralde sabah sabah biri gözünü huzurevinde açtı da bilgi almak için geldi zannetim. miyersem o belime kadar gelen, ergenliği atlayıp çocukluktan yetişkinliğe geçen çocukumsu kişi stajyermiş. adını da cep herkülü koydum. 3. sınıf bi bilmiş bi bilmiş sorma tam ağzına kızgın demir sopayla vurmalık yani :D neyse bu cep herkülüyle bi görüşme yapmak için odanın birine çıktık amcayla görüştük bi sorun varmış galiba onun detaylarını aldık. hiç konuşmadı tabi cep herkülü. en son çıkmadan sen bişi demedin bişey diceksen sorcaksan falan sor dedim yok dedi. iyi dedim çıktık odadan. aşağı indik uzmana olayı anlatıcaz. zaten adam biz girince sordu. tam ben anlatcam olayı pat diye çok bilmiş cep herkülü yırtık dondan çıkar vaziyette başladı anlatmaya. ben kaldım öle.  lan mal hani yukarda ağzını bıçak açmıyodu. ne oldu da bi ara cırcı olmuş  kedi gibi dökülmeye başladın ha!? bi sinir oldum bi sinir oldum sormayın canlar. valla elimin tersiyle bi patlatıp limon gibi sıkmayı hayal ettim. neyse dedim sus cep herkülü bozmayalım ağlamasın dedim. o gün tabi bütün gün homurdanıp söylendim. cep herkülü de bütün konuşmalara atlayıp ha haaa ben bu kanunu biliyoum yeni çıkan yürürlükte böle bu maddesi şöyle yok giriş belgelerine göre şurda olması lazım bunun diye ortalarda caka sattı. lan dünkü bok napıyon sen dedim. benden istenen dosyaları koşup benden önce çıkardı. benim laflarımı aldı sattı. aaaaaaaah dedim gebertirim bak seni dedim. o günü kazasız atlattık neyse. sonraki gidişatlar nası olur bilmiyorum ama işte bakalım sinir harbi haricinde güzel ya stajım. artık iyicene orda çalışır gibi hissediyorum evrak işi raporlar falan artık bize bakıyo :D neyse memura erken bağladım ama neyssssse ;)


son olarak da sevgili modlarına geleyim. en son ki yazımda bi soğukluk hissettiğimi söylemiştim.evet hissettim. geldiğim günlerde bunu hissettim. sanki öle uzak arkadaşlarız gibiydi. zamanla açıldı. yazdıklarıma yönelik mail atanda oldu özel olarak. normal mailleştiğim cancanlar da sordu sağolsunlar ;) çok teşekkür ederim ilgilenenlere soranlara ;) neyse ilk ilişkimdeki o büyük bocalamayı yaşayacağım korkusu sardı beni gene tabi. gözden çıkarılma, bir insan olarak değer görmeme, geçiştirilerek konuşmalar... neyse dedim neyse. vardır bunun da bi açıklaması. sonuçta daha önce aldatıldım bunu da biliyosunuz. aklıma gene o düşünceler de geldi. durdum ve bekledim. eğer hayat bana bi daha çıkış sunarsa çıkıcaktım. istenmemeyi yaşamaktansa bazı şeyleri arkanda bırakıp çıkmak daha kolaydı. bende bekledim. sonra sonra bi açılmalar oldu tabi. beni haksız çıkaracak şeyler. eskisi gibi olduğumuzu gösterdi gene. aklıma açıklama olarak da artık kendisi de sosyalleşmeye başladı gibi düşünceler geldi. nitekim bunu gösteren bişeyler yok şuan için ama farklı durumlar da mevcut. mesela şuan bu yazımı kendi evimden yazıyorum. evime gitmek istediğimi söyledim tamam dedi. gel sen de dedim gelmek istemiyrum ama sen gitmek istiyosan git dedi. çat diye geldim bende. önceleri bu sıkıntılı durumlar ortaya çıkarırdı fakat bu sefer öyle olmadı. geldim ve burdayım. galiba artık beni elde ettiğini düşünüyo ve bana güveniyo diye düşünüyorum bazen de. neyse şuan iyiyiz gayet. ben ales çalışmaya çalışıyorum o da benim yaptığım salaklıklara gülmekle yetiniyo. sakin bi edayla beni izliyo. duruyo ben saçmaladıkça daha da bi sarılıyo. birbirimizi artık anladığımızı düşünüyorum. ya da büyüyo öküzüm :)

öle işte :)

p.s. : şunu da eklemek istiyorum ki bütün blogılar aynı şeyden dert yanıyo adam gibi birisi yok diyolar. tabi bunun gerçeklik payının olmadığını iddia etmiyorum fakat insan emek vermeden de bi ilişki olmuyo. karşındakini seni anlamasını beklerken sen neden onu anlamadığını niye sorgulamıyosun bunu hiç düşünüyomusun peki? o öyle düşünüyosa olabilir. sen de böyle düşünüyosun eeee yok kafamız uyuşmadı müzik zevkimiz tutmadı diyosun pat bitiyo bütün büyü. karşındakine de kendisini açması için zaman ver. herkes gibi o da sen de ilk tanıştığın birine bir imaj vermeye çabalıyosun belki de kalkanlarını kaldırıyosun fakat sen de o kalkanları indiresiye kaç zaman geçmesi gerekiyo. bunu bi de onun tarafından düşün. ha hatalısınız demiyorum ama bişeylerin peşinden koşmadan eksiler üzerinden gidersen sen de bi yere ulaşamazsın blogırcan. bunu unutma ;) basit bi örnek olarak en yakın arkadaşınla bile nasıl arkadaş olduğunu neler yaşadığını düşün. en yakın arkadaşınla nası bu hala geldin bi düşün bakalım. sonuçta sevgilin de en yakın arkadaşın olmuyo mu olmıcak mı? neyse ben naçizane fikrimi sundum. herkese göre böyle olmayabilir tabi ;)

bi p.s. daha : az önce yazdıklarım gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi olmayan şeylerdir. söylediğim üzere kendi yaşadıklarımdan çıkardığım fikirlerdir ;)

ok kib by sçs kıps ;)

7 Mart 2013 Perşembe

trailer 1


en son yazdıklarımla birlikte ölece kaldı blog. sadece girip okuyabiliyorum diğer yazıları. hem vaktim olmuyo  hem de müsait olmuyorum adam gibi yazmak için. bişeyler birikti onları anlatıcam hemdeee staj sevgili ve gidişatla ilgili ;)