28 Ekim 2012 Pazar

bayram dediler geldik

oyh bir bayramı da bitirdim bloggerlar blogdaşlar :D eskisi gibi bayram anıları pek kalmasa da artık ufak derecede var tabi bu bayramda :) önceleri koyna uzaktan göz kırparken artık şimdi koyunla adeta seviştim :/ önce bi vahşetle kesildi koyun tabi bakamadım. sonrasında babamın yaşını almışlığının getirdiği yeni bir yükle artık bende kasaplık moduna geçtim :/ gerçekten dini bayram olarak tamam ama vahşet olarak yok böyle bi olay. resmen koyun daha can çekişirken kesip biçtik ve artık midemize girecek kıvama geldi. neyse o anları geçiyorum.

önceleri bayram dediler mi büyükler kurban adı altında 1-2 saat ortadan yok olurlardı sonrasında hayat tekrar normale dönerdi. şimdi büyüyünce herşeye sen de dahil olmak zorunda kalıyosun. o 1-2 saatlik vahşet dilimine seni de zorla sokuyolar. uzun zamandır kurban kesmemenin verdiği bir rahatlık da vardı üzerimde ama bu sene olmadı ve bizimkiler kesmeye karar verdiler son dakika. neyse yorgunluğu bi tarafa gene de ailemle olmak beni sevindirdi. herşey bittikten sonra duşlar alındı ve dooğruca izmire gidildi. 1 saatlik ufak bi aile görüşmesinden sonra herkes yok yazlık yok ultra süper mega herşey dahil tatil beldelerine kaçtılar. öle kaldık ailecek ortada. ne telefon var ne bişey. şimdilerin modası mesaj artık attın mı tamam top senden çıkıyo ve karşındakinin bayramını kutlamış oluyosun. ne biçim iş bu çözemedim. mesaj atmama konusunda bir tek ben mi diretiyorum orasını da çözemedim.

arayabileceğim herkesi aramaya çalıştım. BiGay amcamı aradım konuştuk accık uzun süreden sonra sonra tabi olmazsa olmazım Prensesim'i aradım bi de. kendi büyüklerimi aradım. daha aramak istediğim çok kişi vardı ama zaten onları da geceye doğru aradım. arayamadıklarımdan özür dileyerekten çemkirmemi de eksik etmek istemiyorum. ule küçük blogırlar bir büyüğünüz olarak arasanız beni nolurduuuuğ :D :P neyse onlarında gözlerinden öpelim şimdilik ama sadece şimdilik :D geçen yazımda da bahsetmiştim zaten herkes bi aramadın derdinde. bu bayramda şaşmadı gene bi tripler gene bi söylenmeler eksik olmadı ama van görlüm prensesimin dediği gibi kaç zaman geçerse geçsin kaldığımız yerden devam ediyoruz biz başkalarına inat ;) deme prenses?

son olarak da bayram tek buluşma noktası olduğu için kızgınım biraz. akrabalarımla telefon haricinde görüşemiyorum ona tav oldum. kuzenimle 1 yıl önce görüşmüştük yüzyüze ki o benim için çok değerlidir kardeş kıvamında büyüdük biz hep onunla. sadece geçen sene eski sevgilimi görücem diye istanbula gittiğim zaman 2 gün görmüştüm onu. peh gene andım durduk yere elin işe yaramazını ya neyse. uzak olsun benden ıyh!

kuzenle konuşcak birbirimize anlatılcak bi ton şey var fakat o 1 saate sığdıramıyosun ki hepsini!! işte ona sinir oluyorum. büyüdük ve kirlendi dünya tam cuk diye oturuyo duruma. herkes bi iş telaşında herkes bi koşuşturmacada. alsam herkesi kolumun altına oturtsam ve hiç salmasam çok mu şey istemiş olurum ki??

son son olarak da daha önce başlarını anlattığım ama sonra devam edemediğim bi Y. maceramda onun askerliğer gitmesiyle birlikte düğüm oldu kaldı. gitmsein ya askere. üzüldüm biraz moralim de bozuldu. deli kadir havalarında olduğu için neresi olsa giderim diyo. başına bişey gelcek diye korkuyorum. ufak da olsa hala ona karşı hislerim olduğunu da kabul ediyorum nokta!

te allaaam ya neyse.

p.s. pitbullun yeni şarkısını dinledim ve yutuptan izledim tam bi porno olmuş! tabi burda pitbullun BULGE durumlarını görmek de mümkün bilginize ve ilgililere ;)

24 Ekim 2012 Çarşamba

23 Ekim 2012 Salı

memleketten bildiriyorum ki...

selam blogırlar blogdaşlar :) nassın ciğerim??  ben çok şükür iyiyim. geldim memleketime pazar akşamcaaazı :D daha alışamadım eve pat diye. canım bişey yapmak istemiyo buraya gelince de niyeyse. annem ablam dışarı çıkıp bayram öncesi son mağaza soygunlarını tamamladılar bugün. bense çıkmadım istemedim yemedi işte. neyse bayram öncesi son bi toparlamayla yazıya dalayım.

öncelikle telefonla ve maille halimi hatrımı soranlar yirim sizi :) ayranım ve prensesim full aktif takılıyollar sağolsunlar :D ben de aktif takılmaya çalışıyorum ama olmuyo :P neyse son yazılarıma yönelik düşüncelerim biraz hafifledi çünküm boğulduğumu sevgilime söyledim. aslında olay sürekli beni sevmiyosuna dönüşünce ve sürekli bu yüzüme vurulunca canım iyice sıkıldı. surat yaptım biraz artık bunu söyleme dedim bağırdım accık. sonra tabi her zamanki gibi gitti beyimiz odasına oturdu. yanına gittim. gel dedi yanına çağırdı beni. biraz işten konuştuk. sürekli sıkıldığını söylüyo işinden ama başka çaresi de yok. daha mesaiye bi kere kalmadan mesaiye kalacağını söyleyip duruyo sürekli bu yüzden korktuğunu söylüyo. ya tamam söylenebilir hepimiz hayatımızdaki şeylerden. bende söylendim staj yerim değişince ama gittim gördüm ve artık alıştım. hatta seviyorum bile şuan orayı. 2. dönem değiştirme hakkım varsa bile değiştirmicem. hem alıştım hem de hayatımda ilk defa bi iş deneyimi oluyo benim için ve burda söylenerek hayatı zehir edemem kendime. o yüzden kabul edip devam ettim yoluma ama sevgilimde böyle olmuyo işler. sürekli bi söylenme hali. işte bunu konuş diceksiniz de konuştum. beyimiz şikayet etmeyi seviyomuş bolca !! işte takıldığım nokta bu ki hepimizin başına bişey gelebilir tamam ama yapabileceğin bişey yoksa hayatına devam etmelisin. hem yaşın da artık 10 değil ki anneni aramak için ya da dert yanmak için. az olgun davran da adam desinler lafına geliyo iş biraz. neyse...

böle işten falan konuştuk tabi ben artık gerçekleri çat çat vurunca yüzüne yemedi. susturmaya çalıştı ağzımı kapattı hatta konuşmayayım diye öptü.  sonra biraz sarılcam derken sıkınca aşırı tepki verdim ve durdu. konuştuk biraz sonra seni boğuyomuyum diye sordu. burda Bİ'ADAMı anıyorum ki o da benim gibi düşünüyo. sorunları konuştukça daha da çoğalıyolar sanki diye düşünüyorum ben de. neyse evet biraz dedim bende. ilk defa boğulduğumu söyledim.  sonra bana sarılmış yatıyoken birden kolunu bacağını çekti itti beni. döndü arkasını. kalktım bende yataktan. bi sigara içtim. tüm gece öle konuşmadan geçti. sabaha kadar uyumadık. o da döndü ben de döndüm. kalktım bi sigara içtim hava aldım falan yok yani uyku yok. içimdekileri ilk defa tutmadım ve söyledim. şu vakte kadar hep tuttum ve söyleyince kendimi bi an suçlu hissettim. ilk defa böyle bişey yapıyorum. aileme bile açıksözlü değilim ben. insanlar kırılmasın diye istediklerini söylerim ya da öyleyse bile problem etmem. sonuçta karşımdaki üzülmesin diye düşünürüm hep. ne olcak söyleyince sus da otur sen alışırsın bu duruma derim. bu sefe böyle olmadı ve söyledim. o yüzden çok pişman oldum ve suçlu hissettim kendimi.

sabaha karşı bana ne olcak şimdi ne istiyosun diye sordu ben de bişey istemiyorum. farklı bişey istemiyorum dedim. bence artık evine gitmelisin sen dedi. bilmiyorum dedim. düşün taşın dedi. eğer ki beni soruyosan ben hep burdayım dedi döndü tekrar. ben de döndüm.

sabah oldu o çıktı. ben de sızmışım biraz alarmla kalktım duş aldım hazırlandım çıktım. çıkarken de aradım. soğuk bi konuşma geçti aramızda. çıkmadan önce de msj atmış zaten. bi ton şey sıralamış yok geleceğimizi planlıyorum şöyle yapıyorum böyle yapıyorum evet ben bile bazen sevgimden boğuluyorum haklısın özür dilerim demiş. aradım konuştuk ve ben dün gece bana ben burdayım demiştin dedim. ona cevap vermek için aradım ben de burdayım bi yere gitmiyorum dedim. gitme de zaten dedi. ufak bi sessizlik sonrası eee nabıyona döndü iş :) neyse konuştuk ve ondan sadece bana güvenmediği ve benim sevgimden emin olmadığını ve bunu sürekli söylemesinden dolayı boğulduğumu söyledim. benim sevgime inan bana inan güven dedim. başka bişey duymak istemiyorum. duyunca da boğuluyorum dedim. tamam dedi. neyse işte sonrası rutine bindi. ev okul staj yatak falan dolanıyorum sürekli. 10da uyumazdım ben önceden ama artık raporumun satır aralarında bile yarım saat kendimden geçiyorum uyuyorum ve uyanıp bi cümle daha yazıyorum. pert mode on!!!

bu arada herkes trip atıyo bana. kimseyle görüşemiyorum tamam orası doğru vaktim falan olmuyo ama yani 3 ay arama sorma sonra aramıyon beni sormuyon buluşalım diyince gelmiyon diye suçla beni. bayramda bile bi kuru msjla geçiriyon atlıyosun sonra da yok bilemem ne. arkadaş tamam çok boşsun çok yoğunum ama el insaf yani herkes karşısındakinden aranmayı beklerse işimiz var. haksız mıyım??? ara sor ben de ararım zaten. öyle bi derdim olmaz o beni aramadı sormadı diye ama işim varsa yoğunsam sen ara planı sen yap bu sefer ne olacak yani. ha ben arayınca sen değerli olucan benim için ve egonu tatmin edicen deme? hı hı evet!

te allaam...

13 Ekim 2012 Cumartesi

bu sıralar...

selam blogdaşlar. bu sıralar sadece bunu dinliyorum. son klaine vakasından sonra glee 4. sezon 4. bölümü izlemek istemediğimi de söylemiştim zaten. pek iyi değil gibiyim ama bilemedim de tabi. dinliyorum. sadece dinliyorum...


8 Ekim 2012 Pazartesi

ankaradan bildiriyorum ki...

öncelikle özür dilerim blogdaşlar blogırlar :/ uzun zamandır yazamadım evet. ameliyat yerim iyileşti ve rexle vedalaşmamın ardından direk ankaraya gelişim, sevgilimin yanına yarı yerleşmem zor oldu. neyse sağlık konusunda iyiyim merak etmeyin. tabi merak eden varsa ;) neyse geldim okuluma kaydımı yaptım staj yerim de zaten tam istediğim yerdi ki son dakka bakanlığın oyunuyla yerimi değiştirmişler. bi huzurevine kakalamışlar beni :( önce çok üzüldüm sonra da yapılacak bişey var mı diye çırpındım ama ölü balık misali hareketsiz kalınca götüme giren şemsiyeden zevk almaya baktım. tabi ağladım zırladım sinirden ama sevgilim yatıştırdı sağolsun. stajda takım elbise giymenin zorluklarını yaşıyorum a dostlar :/ traş da cabası tabi. gül gibi sakallarım gitti ve maymun götüne benzer bi surat çıktı ortaya :( merak edenlere duyurulur evet sakalsız sanki bıyıkları kesilmiş kedi gibi oldum :/

neyse gittim ilk gün staj yerine ama öldüm tabi takımla. indim otobüsten. kuruma girdim tamam iyi güzel sonra odaya gittim orası da iyi. sonra beni ilk takım giyiceksin disiplin disiplin diye sinir eden beyfendiyle tanışmaya geldi. yokmuş daha tanışamadık hemen. neyse bi geldi adam aman yarabbi. meğerse adam bizim mesleğin dernek başkanıymış :O şok oldum. tanıyorum haliyle :D baya bi ilgilendi tabi :) ilk günüm de çok güzel geçti. servisimi ayarladım. kapının önünden alan ve kapının önüne bırakan bi servis hemide :D neyse staj işi böyle işte. en son perşembe günü okula gitmek için izin aldım ve başkan beni sıhhiyeye bırakabileceğini kendisi de incelemeye gideceğini söylemişti. neyse tamam dedim. bindik arabaya gidiyoruz. sonra başka yollara saptı falan keçiörene doğru yanaştık. aha nereye gidiyoz derken bizi de incelemeye götürcekmişmişmiş :O anam dedim ilk incelemem!!!!! neyse indik arabadan. zaten ihbar gelmişti incelemeye gidin ev çöp ev diye. yaşlı bi kadın varmış onu alın diye. evin zilini çaldık falan 1-2 dakka açan olmadı. tekrar çaldık açtılar. sonra bi kadın çıktı kapıya. 50-60 yaşlarında. işte derdimizi anlattık incelemeye geldik bakanlık gönderdi diye. içeri buyur etti. bende başkana baktım direk napıcak diye. ayakkabıyla girdi adam bende ayakkabıyla girdim eve. başkan girince bi bildiği vardır dedim içimden :) iyi ki de öyle girmişim. eve adım attığım anda sidik, bok, küf, toz ve ağır bi insan kokusu direk yüzüme çarptı :/ aman yarabbi yok öyle bi koku. öğürmemek için zor tuttum kendimi.  neyse içeri girdik tuvaletin önünden geçtik kat kat sidik kokusuyla bulanmış...

neyse salona bi girdik sağda koluğun üzerinde yeri üstü örtülmüş insan cesedine benzeyen bişey var. aha bu ne derken yaşlı kadın olduğunu farkettim ama kadının ne gözü kalmış ne de eti kemiği. aha dedim ilk gittiğim incelemede kadın ölmüş hadi bakalım derken çok hafiften nefes aldığını gördüm. ağzı açık orda yatıyodu sadece. bizim orda olduğumuzu farkedebilecek bi kulağa ne de göze sahip. sadece açık ağzından nefes alıyo ki o ağza da saniyede 3-4 sinek girip çıkıyo konuyo :/ o an iğrendim tabi. koku bi taraftan kadının durumu bi taraftan midem bulandı. herkes kusacağımı düşünüyo ama kusmadım :) biraz daha durunca hem midem hem burnum hissizleşti duyarsızlaştım bi anda ortalığa. yaşlı kadının kızı bakıyomuş kadına ve evi hergün(!) temizliyomuşmuşmuş. başkan tabi azar moda hafiften geçti. uayrı ikaz etti kadınla konuştu. olay çok basit. yaşlı kadının 1.400 olan 3 aylığını almak için tutuyolar belli :( neyse hemen bi dilekçe yazdık ve kadını direk bi huzurevine yerleştirmek için işlemleri başlattık. evden dışarı çıktık ve derin bi nefes aldım. oh be valla insan nası kalıyo o evde dedim direk başkana. kafam dönüyodu oksijensizlikten. neyse okula gittik falan işleri hallettik eve geldim. ayakkabıyı bi çıkardım ki 2 ayağımında serçe parmakları yok misali :/ şişmiş ve morarmış. e tabi panda olarak rahat şeyler giyerken birden rugana dalınca manyağa döndü vücut.  neyse atlattık o günleri de.

son olarak kafa karışıklığı mevcut. sevgilimle olanlardan sonra kendimi bi garip hissediyorum. bazen çok çocuk oluyo beni zorluyo. kafa karışıklığım bundan zaten. içimden sürekli ne yapıyorum ne yapmalıyım doğru mu yapıyorum diyorum. beni sürekli yanında istemesi ve 2 dakka ayrı kalınca arızaya bağlaması hem geriyo hem de çaresiz bırakıyo. kendimle arkadaşlarımla ilgilenemiyorum. herkes bi sitem atıyo ama anlatamıyorum. mesaj geliyo "kim o???" oluyo. hala bi takipteyim hala bi çemberin içindeyim beni her an boğmaya çalışabilecek ve beni dellendirebilecek. en son olay cuma günü oldu. perşembe günü sevgilimin annesi geldi. cuma akşam yemeğe gittim bende. yemekten sonra annesi dizi izliyodu biz de sıkıldık. ne yapalım derken glee izleyelim dedik. oturduk izliyoruz odasında. 4. bölüm de ayrılık bölümüymüş. neyse rachel ve finn tartıştıktan sonra kurt ve blaine'e geldi olay. blaine seni aldattım bi başkasıyla buluştum falan derken o kadar kötü oldum ki hemen durdurdum ve izlemek istemiyorum dedim. çıktım odadan. tabi peşimden gelen yok. gelse de yüzü yok. neden kalktığım ve neden gittiğim bal gibi ortada çünkü. balkona çıktım ve bi sigara içtim. kendime gelemedim. yaşadıklarımı bi daha orda yaşadım sanki. gözyaşım öle izin vermemi bekliyodu akmak için adeta. bende izin verdim ve balkonda biraz daha kaldım 1 sigara daha içtim ve gözyaşlarımı serbest bıraktım. kafam karıştı ne oluyo dedim içimden. 2 gündür de öyleyim. sevgilim sus pus oldu. annesi var diye de konuşamıyoruz evin içinde tabi. neyse annesi pandanın morali bozuk heralde demiş ben balkondayken. sevgilim geldi bi diziden dolayı bu kadar büyütme dedi. diziyle gaza gelme dedi. evet bi eşeklik yaptım ve çok pişmanım dedi ama sonrasında da gaza geliyosun hemen dedi. sadece baktım ve gaza gelmiyorum dedim. gaza da gelmemiştim zaten. sonra telefonuma bi baktım uzuncana bi msj atmış. beni sevdiğini söyleyen özür dileyen ve pişmanlık dolu. beni en çok korkutan, en çok zorlayan ve olmasını hiç istemediğim olay başıma geldi evet. hiç affetmem dediğim olay evet ama ben ne yaptım kendimi çiğnedim bunun için ve ilişkime değer veriyorum dedim affettim. one görlüm demişti. bişeyler kafanda kalıcaksa devam etme sürdürme bitir demişti. acaba hata mı ettim onu düşünüyorum. bilemiyorum. korkuyorum ve karmaşığım hepsi bu. kendimle başbaşa kalayım biraz. neyse...

4 Ekim 2012 Perşembe

azcık daha bekleyin :)

selm millet ara vermemin bi sebebi yok sadece sevgilimleyim ankaradayım okulum başladı stajdayım iflahım kayıyo :D anlatcam hepsini merak etmeyin ama şimdi değil tabi ;) az daha bekleyin yavrular :) blog alemini çok özlemişim :)