30 Ağustos 2012 Perşembe

mini mini mimler part 4 :D

efenim bi mim furyası geziyomuş bana da uğramış geçerken :D öncelikle adını duyduğum ama blog dünyasına adım atınca pek sık göremediğim marjinal kezbanımızın yazdıklarıyla oluşturulan bir mim imiş :) bigayın ağzından çıkanlar bunlar oldu valla. direk dinleyince artık yalan olmaz diyip başlıyorum mime ;) haaa peluş ayımızın da paslamasıyla mimin son durağı benim blogum oldu tabe :) neyse bakalım başlayak ;)

1. Hangimiz tanışıp hoşlandığı insanı hemen çıplak hayal etmiyo?Karşı tarafla ''pokemonlar'' konusunu konuşsanız bile o an çoktan içimizden ''seni seçtim sikaçu oyş'' diyip,türlü fantezilere dalıp gidiyosun.Kimse bana ''ayy kezban uydurma'' falan demesin!

valla ben de arada yapıyorum öyle sevgilimi ilk gördüğümde tanıştığımızda yani bi süzdüm yatak performansını ölüp biçip tarttım :D ha arada tanıştıklarımla da (hetero) aynı muhabbet geçerlidir beyimiz dibimi düşürdüye tabi ;)


2. Hangimiz biriyle buluşmaya giderken en sevdiği veya yeni aldığı kıyafeti giymiyo?Evet evet daha etiketini bile sökmeye kıyamadığın şeyi o an ''amaaan senelerdir var bu bende'' yüzsüzlüğüyle giyiyosun.Halbuki evde klorak lekeli pijamanla oturuyorsun.


ilk gay birisiyle bulşmaya gittiğimde adamın dibi düşmüştü bana hatta ankaranın ücra köşelerini hamam sokaklarını göstereyim diye helak olmuştu :D allahım gösterme bi daha o adamın yüzünü yarabbim!! o günden sonra kulağıma küpe oldu misali öyle deli deli süslenip gitmiyorum. ha bi de sevgilimle buluşucakken süslendiydim accık o kadar. klasik siyah gömlek üstüne yakasız sweat ve ceketimi giydiydim. klasik panda stili bi nevi imzam ;) bu arada duyun sesimi de bi tişört alın gelin klorak lekeli tişörtle yazıyom bunları!!! hoh :D


3. Hangimiz sevgilisinin evinde titizlikten ölücekmiş gibi davranmıyo?Normalde evde taşaklarını avuçlayıp sonra bişey olmamış gibi mouseu tutan insan.Sevgilisinin evinde veya otelde her nerdeyse...hemen bi Ayşe Teyze'ye bağlıyo.Yok sürekli koltuk altını kontrol etmeler,tuvalete gidip dişlerinin arasında bişey var mı diye bakmalar.Ohoooo


aynı şeyler aynı şeyler kezbanım haklısın da haklısın yani ne diyelim. mimi oluşturan bigay de hiç kaçırmaz bunları hea :D titizlikten ölmüştüm ama gele gide yalama olan sevgilim o durumu üzerinden benden sonra attığı için odamı düzenlediği de olmuştur ilk aylarımızda ;) 



4. Hangimiz dışarda yemek yerken içinden hesabı düşünmüyo?Bi kere zaten ''kim ödeyecek?'' kısmına girmiyorum bile.Ama şu hesap olayları çok rezil bişey.Hadi bunu ilk tanıştığın kişiye göre yorma.Mesela uzun ilişkilerde de çok tehlikeli bi konu bu.Ya bi taraf daha çok öder,ya ikisi ortak öder veya bi taraf hiç ödemez.Bunu cinsellikte oynadığı role bağlayanlar da var.''Ben ödeyemem o ödesin,sonuçta aktif o''diyenlere az çok şahit oldum.''Eee sen karın tokluğuna mı sikişiyosun tatlum :D:D?'' diye sorduğumda da çok terbiyeli cevaplar alamamışlığım var.

valla ilk zamanlar sevgilim ödücem diye yırtınıyodu ki para kazanmaya başladı ya şimdi daha fena kavga ediyoruk bu yüzden :D haaa arkadaşlarım konusunda yapmam öyle bişey para neyse mühim değil dostlukları sağolsun ;) gerçi bu bana uymaz genelde hesaplara ben el atarım ;) adisyon bende olum hehehehehe diyerek gevrek gevrek gülerim ve öderim arkadaş başka bişeylerle de isimlendirmem aktif pasif bu şu o...


5. Hangimiz zaman zaman Yıldız Tilbe dinlemedik ki?Müzik konusuna baktığımızda herkes Yann Tiersen'in 2.şubesi nerdeyse.Öyle kaliteli,öyle süper marjinal kişilikleriz ki sıçtığımız boklar bile biblo gibi.Hay allahım ben bi kere çok darlanmışım,canım sıkkın.Msnde de ne dinlediğimiz gözüküyo haliyle.Açmışım bi tane Gülden Karaböcek dertlenmişim.Hemen birisi aşağıdan ''Ya şaka mı:)?'' diye bana yazmış.O sıkıntıyla ben bunu görünce 2-3 aydır konuşup anlaşmama rağmen azına yüzüne sıçıp yollamışım.Geçen hatırlattı,tanıttı kendini yinee artık arabeskçi olmuş ehehehe..Neyse

valla yıldız tilbe de dinledim ibo da hiç de gocunmadım yani. Rihanna fanı olduğum doğru ama her türlü müzik türüne de giderim vardır. bi tek death metal falan diyollar bi onu kaldırmıyo bünyem bi de rapleri valla açık açık söyliyim. onun haricinde sevgilimin baya bi geniş müzik yelpazesinden çokça şarkı dinledim ;)



6. Hangimiz evde annemizle saç baş kavga ederken bi anda çalan telefona ''Alo ifindiiim ivit napiiim ivdi oturuyorum işte'' diye sakin sakin cevaplar vermedik ki? Aslında bunu da çok yapıyoruz.Ailemizde olan sorunları kesinlikle kimseye anlatmıyoruz.Özellikle sevgilimize daha bi anlatmıyoruz.O bizim ailemizi pür neşe,sevimlilik şelalesi,neşe zoptiriği,şirinler köyü olarak gördükçe kendi ailesinin bokluğundan bahsetmek istemiyo.Eee al işte sana karşılıklı ayakta sikmece.Bilmiyorum ya bence insan ''ben dün anneme kafa attım biliyo musun?'' demeli.(ehehehe yani kafa atmamalı tabi) Bazı şeyler biraz daha samimi olmalı...

valla ben bazı durumları açmam. en çok yakınım dediklerim bilirler durumu. her daim güldüğüm için de insanlara belli etmiyorum içim kan ağlasa da. en fazla uykusuzum yalanını atıyorum ortaya :D sevgilimle de ilk başlarda olmasa da aylar geçtikçe o zincirler kırılıp çok fazla şey paylaştık valla. ailemi ben doğru diye bilmiyorum ki niye ona doğru diye anlatayım?? ha ilk buluşma ya da ilişki başları tamam da sonrası için bence de önemli. 

p.s anneme kafa atmadım hiç atmam da hoh :D



7. Hangimiz daha sevgili olmadığımız halde o kişiye ''BENİMSİN'' tavrıyla yaklaşmamıştır ki? Aslında en yarak gibi olanı bu bence.Aranda daha ne olup bittiğini bilmiyosun o kişiyle ve gidip trip atıyosun.Bence birini kıskanmaya hakkın olmadığını düşündüğün an kapı kolundan bi farkın kalmıyo.O çok göt bi durum...çok çok hem de..Sevgili desen değilsin,arkadaş desen hiç değil,nesin amk sen? Kuzen misin enişte misin la bioksin beyinli!!!


kendimi tam olarak kabul edememişken kızlarla yaşadığım/yaşamaya çalıştığım durumlarda yaşamıştım bunu ve s.k gibi ortada kaldığımı da biliyorum.

(gece 1-2 suları)

-yurda gidince bana msj at almazlarsa seni kapıdan haber ver tamam mı?
+ tamam pandacığım :)
(gece 4-5 suları)
-eee hani msj atıcaktın bi problem mi var??
+ yok ya uyuyom ben pandacığım
-iyi bok yiyo... tamam iyi geceler :@

her türlü benimsin dedim ve patladı :D



8. Veee hangimiz özlediğimiz kişiyi düşünürken bir başkası tarafından da biz özlenmedik ki? Bu çok doğru kordineli gidiyo maalesef bu hayatta.Senin özlediğin başkasını özlüyo,başkası da başkasını özlüyo,sonra o en başkası gelip seni özlüyo...Belki bilmeden bi elazığ burma bilezik halkası yaratıyoruz bazen ama hayatta böyle nevrotik.

valla öyle bi durum başıma gelmedi ama şüphelendiğim kişiler oldu hani :/ ben başkasını düşünürken, beni düşündüğünü gösterip tak diye gece ortasında msj atanlar üzgünüüüüüm yavrum seni özlemedim :D hoh bide :D

8e 7 oranla bu mimde bitmiştir efenim saygılar ;)

mimi de çiklatalı gay'e, yayık ayranıma ve huzuruma postalıyom. mimlendiniz ulen!


28 Ağustos 2012 Salı

geçmişten şimdiye doğru mutlu son :)

Selam blogır alemi. en sonki yazımdan sonra bi açıklama son durumları bildirme gibi bişeye kalkışamadım. hem canım istemedi hem de internetim yoktu. neyse kaldığımız yerden devam edersek zor bi 3 gün benimleydi. her detayı ne hatırlamak ne de anlatmak istiyorum. yemek yemeden sadece su içmeye çalışarak geçirdiğim 3 gün ve ağlamalar diz boyu olan o 3 gün. hayatımda bi daha hiç mutlu olamayacağımı düşünmüştüm. çok konuştuk bazen konuşamadık. yataktan hiç çıkmayarak uykusuz gecelerimi düşünmekle geçirdiğim o 3 gün sonucundan kararımı verdim ve seni seviyorum dedim tekrar. bişeyleri baştan almaya karar verdim. güven ortamını oluştuabileceğini söyledi beni istediğini söyedi. ben de 2. bi şans vermek istedim. bi daha tekrarı olamayacağını da ekledim tabi. bu süreçte yanımda olan prensesim telefonun hep bi ucundaydı. beni hep dinledi hep destek verdi. çok sağolsun dostum olduğunu sırdaşım ablam olduğunu bi daha kanıtladı. kendisine burdan bi teşekkürü borç bilirim. yavrum delirmemi engellediğin için ve sıcacık hayata döndüren sesinle yanımda olduğun için çok sağol ;) neyse olay bundan ibaret bi daha hatırlamak yaşamak istemediğim bi olay atlattım. sonucunda 2. bi şans verdim ve pişman değilim. gün geçtikçe de iyiye gidiyo herşey eminim benim için ve bizim için. bu arada maileriyle yanımda olan yayık ayranıma, huzuruma ve gizli okuyucuma da teşekkürler. yorumlara da ayrıca teşekkür ederim.

geçen zor günlerden sonra bayram geldi tabi. ailecek ananemlerin yazlığına gittik. zaten herşeye üşenen ben denize bile gitmedim girmedim. evdeydim bütün gün. bayramı da öyle geçirdim :) harçlıklarımı topladım evde oturdum. arada sigara içmek için kaçtım. öle annemin dizinin dibinde oturdum hep. dedem ne kadar söylense de hep oturdum.  misafirler bayramlaşmaya gelenler falan geldi geçti. ablamlar gelince bi ara bi disko bar yaptık kopkop o kadar :D oh missss :D bide hoh :D neyse bayram hasılatını iyi yapmışım ki izmire geliyooooom diye aradım :) tabi ilk önce sürekli izmire gelmeden ankaraya dönersem neler olabileceği konusunda beni tehdit eden BiGayımı aradım ama beyfendi gelemem dedi! laaaaaan dağıtırım nası bi nazdır bu?? trip sitem bi de hoh işte :D tabi adam oyuncak ayısıylaymış pandayı kim napsın demi bigayım????? kapattım van görlümü prensesimi aradım. dedim böyle böyle geliyom aç kollarını :D o da malum yazdığınız üzere aynı zamanda sahne farklı tabi dellenmiş havalara uçmuş. ben de uçuyodum bi kerem hoh :D neyse yolun sonu güzel olunca yol bitmek bilmez olur tabi ama sonuçta bitti. bigayım gelmicek diye hüzün yaptım trip yaptım ama adamında işi varmış misafiri varmış bişey de diyemedim. süprüzlü gelişin böyle sonucu olur dedim ama sonuç pozitif hamileyim misali güzel haberi de prensesimden aldım tabi :D neyse vardık izmire tabi telefonla yer tarifi buluşma derken baktım karşıdan başından tacı eksik bi prenses geliy :D lililililililililiiiy dedim ve koşup atladık birbirimizin üstüne :) söyle bi sarılmışım ki anlatamam. sanki hayatım boyunca tanıyorum ve sanki 1 senedir görüşememişiz yüzyüze misali bi durumdu. hiç yabancılık çekmedim ne ilk diye ne de tanımıyorum görmedim diye. kol kola gittik meşhur olayın yaşanacağı mekana prensesimle :) baktık karşıda 2 kişi bekliyo. peluşumu az çok yazılarında biliyorum takip ediyorum tabi bigayım desen artık en bilinen isim :D neyse gittik tanıştık ama şöyle söyleyebilirim ki en çok peluşum oyuncak ayım ağzımı açık bıraktı. yazılarına bakınca cevval biri gibi tabi ama yanına gittiğimde o kadar uysal bi çocukla karşılaştım ki ahanda noluyozz dedim :D valla geçirdiğimiz saatler boyunca çok konuştuk çok güldük falan zaten van görlüm prensesim mıncırdı bide anam pek mutlu oldum ki ben karnı doymuş uykusu gelmiş panda misali oldum oturdum böle ağzım açık salak bi surat ifadesiyle :D sonra asıl bombaya geliyoruz: o bir sağlık kumkuması o bir yeşil ay ve çay manyağı o bir o bir bigayım :D hepbir oturduktan sonra prenses gidince 3müz kaldık eee ne yiyek ne içek faslına geldik ve bigayım supangle yicem ben diyince gözlüklerimden fırlayan gözlerimi yerime takmakta zorlanmadım değil yani :D biz sakin sakin limonatamızı içtik adam KOCA TABAK SUPANGLEYİ yedi :D la bi ara yanlış insanlarla mı buluştuk diye düşündüm bi an :D :P adam rafine şekere karşıyken kaşık kaşık götürdü gözümüzün önünde :D al sana intikam bebik bana gelmicem dersin seeeeeeen  bi daha hoh :D tabi ortam az kalabalık olunca birebir konuşamadık :/

bu da benden size gelsin prensesim peluşum bigayım gözlüklü şirinim kuzu olmayan kuzucukum :D

sonraki cafe faslına kuzucuk ve kendi adını kendi takan gözlüklü şirin dahil oldu :) kuzucuk diyollar ama öyle dendiğine bakmayın :D adam kuzudan çok farklı bişey. neyse gören görür hesabı ne olduğunu anlatmıcam banana :D çatla mode: on :D kuzucukla tanıştığım onu tanıdğım için cidden çok şanslıyım. burda her bişeyi anlatmasam da kendisinin benim için özel bi insan olduğunu belirtmeliyim. çok fazla benziyoruz fikir anlamında ;) kuzucuk değerlendirmesi ve izlenimleri yerine ulaşmıştır di mi prenses??? ;) gözlüklü şirine gelirsek ortamın hem neşe hem sinir kaynağı :D allahım yok öyle  birisi ya :D adam hem rahat hem pimpirikli (tabi yüzdeye vurursak bu durumu %90la %10 olur :D ). hem dalgacı hem saf hem bilmiş hem de komik bi gözlüklü şirin vakası atlattık :D öle işte akşam faslını anlatmıcam çokça özel şeyler olduğu için ama allahuekber wuhuuuuu çok eğlendik yavrular. konuştum konuştuk dertleştik. hüzün mutluluk kahkaha bol espri hepsi bu buluşmadaydı :D hepinizi pek sevdim yavrular hayatlarımız hep böyle kesişsin inşallah ;) ayrılırken sarıl sarıl bi hal olduk ama aklıma en çok bigayımın öldürücü sarılması geliyo. adam bir sıktı benim bıngıl etim yanlardan fışkırdı resmen :D adam tuttuğunu koparıyur hey maşallaaah :D oyuncak ayımda evin küçük oğlu misali herkesin korumaları kollamaları altında eve uğurlandı. yaşça da en küçüğümüz olduğ için arkasından baktık kaldık :) en son prensesimle ayrılırken sarıldık sonra bi daha sarıldık kopamadık :/ allahım bi daha buluşma nasip et diyerek allahuekber wuhuuuuyla bitiriyorum bu yazıyı yavrular. kurduğunuz dostlukların böyle olması ve hiç pişmanlık duymamanız dileğiyle.

p.s: prensesim bi dahaki buluşmamızda da böyle plansızlığın dibine vuralım olur mu ;) plansızlık forevaaa :D bi de sanki hiç görüşmemiş gibi değildi ortam sanki bi ara biri niye gelmedin diye sitem edicek gibiydi o derece ya da ben öyle hissettim bilemedim :)

13 Ağustos 2012 Pazartesi

...

bunu da yaşadım :( bana yaşattın ya helal olsun! aldattığın için sağol...

sıçılmış bok gibiyim :/ yok mu sifonu üstüme çeken??

oyh blogum. caaaanım blogum. iyiydik diyodum da son günler beni fazla yordu yıktı üzdü sıktı hatta sikti! 4 gün önce herşey ne kadar da güzeldi. otur kalk ye iç hatta staja git 2 hastayla daha tanış falan. hatta o gün pazara çıkmıştık ama yorgunluktan ölüyorum ben. stajdan sonra bi de annemin babamın yanında yük taşıyan eşekler gibi gezdim :/ neyse o günü atlattık kolayca. ertesi gün için hastanedeki meslektaşımla tanışmaya gidicektik süpervizörümle 10da. 9da kalktım tabi uyanamadım tabi. az daha yatayım derken msj geldi. aha dedim gene 2 dakka derken 2 saat uyudun panda helal olsun dedim. kalktım msja baktım süpervizörüm msj atmış panda bugün hastaneye gitmeyelim olur mu diye tamam dedim bende cevap attm yattım. ertesi gün gene evdeyim g.t büyütüyorum falan akşam üstü sevgilim msj attı. ben bu işyerinden çok sıkıldım hiç umduğum gibi değil vs. gibi şeyler yazmış. ben seneye istanbula gitcem demiş. ben de tamam dedim seneye git istanbula nası istiyosan bitanem yazdım. sonra içim elvermedi aradım konuştuk işte biraz. soğuk soğuk konuşunca ne var neyin var ne oldu bana anlat kötü bişey mi oldu falan desem de yok dedi. sonra şimdi konuşmak istemiyorum sonra konuşalım mı dedi. az çok huyunu suyunu öğrendim artık. bi sorun olduğunda üstüne gitmemden hoşlanmıyo. kafama vura vura öğretti şahsen kendileri. bende tamam dedim telefonu kapattım. neyse sonra 1-2 saat geçti msj attı özür dilerim ama böyle durumlarda kendimi dinlemem gerekiyo dedi. bende biliyorum bitanem önemli değil dedim. sen düşün dedim ben burdayım ve seni seviyorum bi kararın olursa arkandayım dedim. öle işte sonrasında konuştuk falan ama telefonu gene istediğim şekilde kapatamadık. kavga da değil de sesi kötüydü. sonra msj at bekle cevap yok msj at msj at en son aradım gece 1 oldu. açtı uyumuşmuş. benim de içime dert olmuştu sonrasında uyandı işte yerine yat dedim tamam dedi uykulu uykulu kalktı yattı.

geldik dananın kuyruğunun koptuğu yere. cumartesi ablam geldi oturuyoruz. birden tvde altyazı geçti kpss açıklancak diye. aha dedim benim tayfayı aradımbi kısmı açtı bi kısmı açmadı. neyse haber verdim ve oturdum internet başına. bakıyorum ösymye falan bulamadım ilk önce sonrasında buldum işte tıkladım tc şifre falan girdim. puanım 63 gelmiş :/ ben 70 yakın belki de 70 falan bekliyodum. son 1 ayda çalışmaya başlayıp sevgilimin kafama vura vura çalıştırdığı anlattıklarıyla ala ala bunu almışım dedim içimden. neyse biraz daha yüksek bekliyodum ama 1 ayda bu kadar oluyo demek ki dedim. sonra ilk iş sevgilimi aradım. bi güzel ağzıma sıçtı. napayım dedim aşağıyamı atlayayım dedim. şakasına falan atla dedi. ben benim gibi son ayda çalışan fazla diye bizim tayfadan dersaneye giden az diye puanları çok yüksek beklemiyodum ama sonra telefonlar gelmeye başlayınca yıkıldım tabi. 71 78 83 ve 87... ben gene grubun ne kadar çalışırsa çalışsın hep düşük alan elemanı oldum. orta okul lise üniversite ve son olarak kpss... arkadaşlarımı kıskanmadım ama dedim ki panda millet yapmış bi sensin salak dedim. son 2 hafta çalışan da yüksek aldı son ay çalışmaya başlayıp o arada sevgilisiyle ayrılıp yemeden içmeden de kesilen de. sen öle bak kendine aynaya dedim. yüzün varsa tabi... çok moralim bozuldu. en yakın arkadaşım 87 almış onun puanını duyunca zaten sevinemedim. hah dedim panda helal olsun 1 ay boku bokuna geldi geçti gitti. neyse herkesi tebrik ettim dünkü sinirim geçtikten sonra ama gene de yediremedim oturdum ağladım. salaksın panda!

kpss tamam geldi geçti ve yapacak bişey yok ama koydu sikti geçti. şimdi biraz daha iyiyim tabi. içim acıyo ama yapacak bişeyim yok. son kararımı vermeden önce aklımdaki şey ise ben bu puanla kpss hayatını bırakmam. devlete atanmamda bi sorun yok bu puanla bile ama ben bu puanla bırakmam! bu arada sevgilim ağzıma sıçtı dediği gerçekleri söyledi son 1 ayda çalıştın ne bekliyosun ki dedi. haklı da. sonrasında diğer arkadaşların puanları geldikten sonra bana tekrar msj attı puanları sordu ben de yüksek dedim. o da benm kadar üzüldü sonrasında. bi ton msj attı falan üzülme nolur diye. biz senle bi daha çalışcaz hem kaçının özel öğretmeni var dedi :) aslında o an o msjlara ihtiyacım yoktu sevgilime ihtiyacım vardı. yanımda olmasına ama olamadı. uzaktan ilişkinin ya da öğrenci olmanın zorlukları bunlar işte canlarım :/ neyse hadi bugün öyle böyle derken msj hakkım bitmiş bende internet paketini kullanaraktan sevgilime mail atıyorum öyle haberleşiyoruz. müsait olunca araşmalar tabi. sonrasında gelen maile baktım aklım şaştı: "aşkım ben numaramı değiştircem" allahalla?????? noldu ki böyle bi karar aldı falan diye düşünüyorum ve aklıma direk süpriz yapıp ankaraya gittiğimde sevgilime msj atan kişi geliyo.  ya da yeni yeni görüştüğü kişiler... hala bi olabilitesi var diye düşünmeden edemiyorum ama bunu sorgulayınca yok bişey oluyo. salakça bahaneler falan ortaya çıkıyo. ya işte liseden beri numaram bu falan. eeeeee nolmuş ki diyorum. aman çok durdu falan. aklımı kurcalıyo tabi şimdi deli gibi. benim aklımı kırcalaması yetmiyo soruyorum ve olay çok farklı yerlerden kavgaya dönüşüyo. biraz kötü kapattık telefonu sonrasında msj attı bitanem diye. tekrar konuştuk bu sefer iyice kavga ettik. aklıma takıldı ve bi neden yokken ortada nerden çıktı bu dedim. yok falan dedi gene. bi daha sordum bi daha sordum ve bu sefer sorduktan sonra sessizce bekledim. o da bekledi. 10 saniye sonra sessizliği bozup cevap bekliyorum dedim. işte o anda gerildik ve kötü bi şekilde kapattık. sonrasında  1 saat sonra gene bi msj. "bitanem böyle olmayalım nolur" diye. ya tamam olmayalım da ağzından çıkar baklayı nerden esti numaranı değiştirmek???? zaten kıllandırdın ama çaktırmıyorum da bu sefer de tuz biber oldu üstüne. tabi benim her bişeyi bildiğimden haberi yok. neyse biraz daha konuştuk sonra kapattık. bilmiyom kafamda soru var ama ne desem bilemiyorum da :S

son olarak da bugün aslancık abimi(!) askere uğurladılar. prenses bizzat gönderdi :) bende aslancık abimi arkadaşımı dostumu mahalle arkadaşımı çok öpçükle uğurlayamadım ama msjını gönderdim telefonla da prensesle irtibat kurup bizzat demesi için tembihledim. ABİM ASKER OLUYO SIRA DA BANA GELİYOOO :D :D sonra bi daha araştık prensesim vangörlümle de söyliceklerinin bi kısmını unutmuş :D  söyledikleriyle prenses de sabah sabah benim ağzımı açık bıraktı ama neyse onlar burda söylenmez ;) bu arada ben de seni rüyamda görmüştüm prenses. bi düğüne gidiyoduk ve kavalyen oluyodum. sen mor bi elbise giymiştin ben de takım. kol kola gidiyoduk hatta babaanne ya da ananenle tanıştırcaktın beni :D o arada tabi acıktım diyosun vangörlüm prensesim ve ben sana pasta tatlı almaya falan gidiyorum :D sonra uyandım zaten :D

bitte ;)

10 Ağustos 2012 Cuma

mini mini mimler part 3 :)

hoyh valla mim de olmasa yazacak bişey yok heralde :) sıkıntıdan patlıyorum e bütün gün evde olunca da bişey yapmayınca da ne yazacak bişey geliyo aklıma ne de başka bişi. millet yazsın da ben okuyum diye bekliyorum. neyse bi mim çıkıp gelmiş prensesim van görlümden ;) hemen mime geçelim:


1- Mim'i alan mimi kim göndermiş olursa olsun Operadaki Kazulet'e teşekkür edecek. Nihoha! Sonra gönderene...
2- Mimi alan, nası mimi rahat alabildi mi (kalın mı geldi, dar mı geldi öyle ya:P) onu belirtecek3- Yukarıdaki mood resmi logo olarak kullanılmış olup cevaplarınıza dilediğiniz resmi yapıştırabilirsiniz.

Mim'in içeriği:

1- Mimlendiği andaki mood'unu yazacak.2- Yeni aldığınız giysiyi başkası üzerinde görünce hangi moodda olursunuz?3- İşerken genelde ne moodda olursunuz?4- Depresif Mooddan Heidi mooduna geçmesini sağlayacak olay ne olabilir düşünüp bulacak.5- Mimi, alışı kuvvetli 3 arkadaşına paslayacak:D


şimdi öncelikle Oprahdaki Kazum'a teşekkürleri bir borç bilir çiçeklerini eve yolladığımı iletirim burdan :D Mini mini mimi bana paslayan Prensesim Vangörlüme de burdan öpcük gönderdim bi de yakın zamanda kendisine bizzat iletebileceğim öpücüğü de getireceğim merak yapmasın ;)

mimi van görlüm verdi aldım bende öle zor bişi değil ;) herkes yapar :D

gelelim asıl mime:

mimi ilk aldığımdaki mood:
açıklamama gerek var mı?? günlük g.t büyütmece...

yeni aldığım giysiyi bir başkasının üstünde görürsem önce bi güzel yok olmamış der içimdeki fesatlığı vurmam ve


böyle bi hal takınırım hoh olmamış derim :D eğer ki uzatırsa işi...


işerken ki alacağım mood ise valla daha çok rahatlama olacağından ortaya şöyle manzaralar çıkabilir:



valla depresif mooddan heidi mooduna geçiş için arkadaşlarımla ufak bi sohbet, bi kahve seansı ya da gezip dolaşma ve içip içip sabaha kaddar dens olabilir. şekil a:



mimi, alışı kuvvetli 3 kişiye paslamış olursak son zamanlarda kazuyla röportaj yapıp da kirli çamaşırlarını ortaya döken o bengayım ;) sonrasında adıyla beni sakinleştiren huzurum ve son olarak çiklatalı gayıma gönderiyorum güzel alın beni mahçup etmeyin bakayım haaaa ;)








8 Ağustos 2012 Çarşamba

özledim :/

herşeyini özledim...

dudaklarımda sıcacık nefesini hissettiğim öpücüğünü...
kulağıma her gece fısıldadığın iyi geceler'i ve karanlıkta yerini görmeden bile her daim bulabildiğin dudaklarıma kondurduğun tatlı öpücüğünü...
kucağına kafamı koyduğumda saçımı okşayıp bana huzur verişini...
günün kötü geçtiğinde anlamsızca trip atmanı ve bana saldırmanı...
bana bakışındaki her anlamı...
yemeğini her daim benimle paylaşmanı...
her boşlukta, etrafı süzüp ya da merdivenlerdeki ışığın sönmesini fırsat bilip, sıkıca ve hiç bırakmamak üzere elimi tutmaya çalışmanı...
ve elimi her tuttuğunda öpüp seni seviyorum demeni...
ilk buluşmamızda heyecanlı heyecanlı kendini anlatışını...
sonrasında da hep aynı yerde buluşup yastık altından gizlice el ele tutuşmaya çalışmamızı...
ilk defa evime geldiğinde p.s. I love you filmini şans eseri bulup izledikten sonra ağlarken beni dizine yatırmanı ve sonrasında sarılmanı...
hani hatırlar mısın 1. ayımızı doldurmadan önce hasta olduğumda bana koşup geldiğini ve balık getirdiğini?
o gece, portakal suyuyla birlikte hasta halimle bana balık ekmek yedirişini...
ve gene o gece yanımda kalman için yalvarışımı ve bunu senin de çok istediğini söylemeni...
beni gizlice okuluna sokup, odanı gösterirken ki utancını...
ilk defa açıldığım bi arkadaşımla seni tanıştırdığımda ki heyecanını...
gece kabus gördüğümde benle bir yataktan sıçrayıp kalkıp su vermeni ve sonrasında benim uykuma eşlik etmeni...
kavga ettiğimizdeki laf sokan ve konuşmak istemeyen inatçı halini...
gece gece beni terk edip sonra beni merak edip evimi bastığında(!) tutamadığın gözyaşlarınla sana sarıldığımda bana sarılışını...
bütün gece koşup seni ararken terledikten sonra bitti demenin üstüne terlemişsin hasta olacaksın demeni...
ayrıldığımız gece gene de beni düşündüğünü göstermeni...
beni düşünerek o geceki son dolmuşla gittiğin okulundan geri gelip benden önce eve gelip beni bekleyişini...
eve gelip odaya girip kapıyı açtığımda ağlamaklı bi halde seni bulduğumda şaşkın şaşkın bana bakışını...
o bakışlarda seni seviyorum'u bana haykırdığını...
sana sarıldığımda beni hiç bırakma demeni...
ilk buluşmamızı hatırladığımızda izlediğimiz filmin bok gibi olduğunu anlatışını...
tabi filmi izlerken korkup bana dokunmak istediğini söylemeni...
en önemlisi de filmi benim seçtiğimi söyleyip bana şaka yollu kızmanı...
sigara için bana kızmanı...
yemek alışkanlığımı ve kahveyle deleceğim (ki az kaldı) mideme düzgün bir şeyler gitmesi için yemek yememi söyleyip, bana kızıp, midem ağrıdığında 5 dakika bile yanımdan ayrılmamanı...
doğum günümde hediye olarak bana klip hazırladığında kendimi tutamayıp ağlamıştım hatırlıyo musun? klibi izledikten sonra odadan çıkıp sana sarıldığımda "klibi beğenmedin mi o yüzden mi ağlıyosun" diye soruşunu...
sorduğun soruya hayır diyip sana daha sıkı sarıldığımda senin de bana daha sıkı sarılışını...
hediyelerimi verirken de yüzündeki heyecanı...
çocukça, masum ve gözlerinden aşık olduğunu belli eden heyecanını...
okuldan, tezden ve finallerden çok sıkıldığımda ve kendimi kaybettiğim bir anda gecenin kör vaktinde gelişini...
o gece ağlamamı durduramayıp panikle hastaneye gidelim diyişini...
ağlamamı susturmak için beni sıkıca sarmanı...
1 saat boyunca ağladıktan sonra uyuşan ellerimi ve kollarımı yıkamak için beni sırtına sarılmış bir halde götürmeni...
ertesi gün sınavın varken o gece beni uyutmak için yanımda kalmanı...
üşüdüğüm için sıkıca sarmanı sarılmanı...
yolda yan yana yürürken sessiz sessiz sevgilim/bitanem diyişini...
benim yaptığım her salaklığa gülmeni...
haftasonu birlikte uyurken hep iş görüşmeleri için aramaları, bizi uykudan uyandırmaları, bu durumun senin dikkatini çekip ve her defasında da telefonu şaşırarak açmanı...
benim zorumla iş başvurusunda bulunup, umutsuzken, bekle bakalım dememle şirketin seni araması ve hayretler içinde beni izleyişini...
bütün bunların hepsini yaşamış olsak bile hala beni öperken ilk günkü heyecanını dudaklarında hissetmeyi...

(en sonunda söylediği sözleri sallamıyorum şarkının geneli ve melodisi çok hoşuma gidiyo. tabi bi de closer filminin etkisi büyük...)

seni... sen ve beni... bizi özledim ve özlüyorum.
şuan yanında olmayı o kadar çok istiyorum ki... seni seviyorum!

2 Ağustos 2012 Perşembe

staj raporu vol. 1

olayda kullanılan kişiler hayal ürünü değildir aksine gerçektir ama isim vermem bebiş boşuna bekleme isimler yalancıktan uydurma yani;)


selam blogır alemi :D hayırlı uğurlu olsun bana ki staja başladım ki ben :D aile danışma merkezinde staj yapıyorum artıkın!!!!! dün ilk görüşmem vardı tabi ki merkezdeki sorumlu kişinin yanında giriyoruz görüşmelere. ilk görüşme ahmet adında bir çocuktu. 4-5 yaşlarında sadece kafadan oluşan çok zayıf bi çocuk ama çok tatlıydı velet :) neyse öncelikle süpervizörümüz ( başka bi isim uyduramıcam ama işte sorumlu kişi o işte) sordu ahmete birlikte oyun oynıcaz arkadaşlarımda gelsin mi dedi ama çocuk cümle kurmaya bile annesinin kulağına gidiyo. önce annesine söylüyo sonra annesi bize söylüyo. çok utangaç çok içine kapanık yavrum :) neyse 2 stajyeriz ve 2mizide istemedi bizde gudbay babişto dedik ve süpervizörümüzle görüşmeye girdiler. bizde kaldık 2 stajyer başbaşa. oturduk 2 sohbet edelim dedik. anam kız susmuyo anasını satayım. car car car car. terimsel ifadeler yok erikson kuramı yok bilişsel davranış terapisi zart zurt yok wisc-r testi falan şu kitap yok şu adam kadın... allaaaaaa bi sus ya bi sus tamam her bi boku sen biliyon en birinci sensin tamam al diploman okuma sen tamam mı annem hah yeter ki sus!!! :D hıı hııı falan dyorum aa öylemi falan diyorum geçiyorum. bi insan kendini bu kadar ispatlamaya kalkmaz ki ya yeter. dünkü sıçtığım bok abinim lan ben senin hörmet et el öp fazla da konuşma hoh! demek isterdim ama ""diyemedim ya la" mode on :D

neyse sonrasında süpervizör çıktı odadan. aileyle de görüştü falan. sonrasında bizi odasına aldı. meğersem küçük ahmetin olayı şuymuş ki ahmetin babasının öfke kontrolü problemi varmış. baba fiziksel olarak şiddet uygulamıyo ama susup susup daha feci bi şekilde patlıyo. anne ise tam aksine babayı kapatmak için çok fazla hoşgörülü ve iyi. 2 ebeveyn arasında çatışma fazla gibi grünüyo. neyse öfke kontrolü ve çocukla yapılacak düzenli görüşmeler sonucunda olayı çözmek mümkün ;)

neyse 2. görüşme de SP'li bi çocuk var adı da cemal ve ailesiyle birlikte gelmiş. özel rehabilitasyondan gönderilmişler. neyse ilk görüşme yapılacağı için stajyerler olarak biz de girdik. çocuk çok tatlı ya :/ kıyamam. sadece 1 elini kullanabiliyo ve bi de ağzını. süpervizörle dikkatimizi çeken en önemli şey ise aile oldu. genelde özürlü ya da engelli bireye sahip olan aileler genelde çocuğu kabul konusunda çok fazla zorluk yaşarlar. inkar süreçleri görülür ya da tedavi ya da eğitim görüyosa çocuktan çok fazla gelişme ve değişim beklerler. bu durumun ortadan kalkabileceğine yönelik her daim umutları vardır ama bu gelen aile öyle değildi. gayet bilinçli ve çocuğunun durumunu çok iyi sindirmişlerdi. o durumdaki bir çocuk için yürümesi koşması ya da tuvalet eğitimini tamamlamış olması beklenebilirdi ama onlar sadece konuşma anlamında ilerleme kaydetmek için geldiklerini belirttiler. çocuğun toplamda 20 kelime çıkarabilmesi ve o kadar kelimeyle hayatını sürdürmesi olanaksız olduğu için ve en az 2 kelimelik cümleler kurması için getirilmiş. çok takdir ettim aileyi. ön görüşmemizi sessiz sessiz dinledik sonra gittiler zaten :)

son görüşme de 4 yaşındaki bi kızmış ona da test uygulanacaktı fakat hem annesi hem süpervizör hem de 2 stajyer  birlikte girmeyelim dedi. hanginiz kalmak ister falan dedi. 2mizde farketmez dedik. ama kız tabi 5 dakka önce yağını paçadan salmış ve süpervizörü yağlamıştı :D "ay saçınız ne güzel olmuş böyleeeeeeğ topluyken pek anlaşılmıyodu kısa olduğuuuğ". neyse süpervizör de biz senle girelim dedi çenesi düşük kıza. bana da bugün 4te bi test için randevu verdi. tamam dedim. çıkabilirmiyim ben ozaman başka görüşme yoksa dedim.  tamam dedi bi de bana kaç milyarlar bayılıp gidip aldığı aile danışmanlığı sertifikasının verildiği kursun notlarını verdi :O benim gözler fal taşı tabi. kaptığım gibi fotokopiciye koştum :D ooooh bala gel dedim içimden ;)

 bu arada yeni gözlük yaptım kemik çerçeveli. etrafımdakilerden güzel tepkiler alıyorum ama bakalım bilemedim :)  neyse rapor bu kadar ;) gudbay!

röportajın alasını kazuyla yaptık :D


heeeey millet!!! operadakimeraklıkazu mail atmış. bende şaşırdım biraz. sanatsal bi olay mı vardır nedir dedim :D bi açtım baktım röportaj istiy :D tamam dedim ve öpredekikazummlan bi röportaj yaptık sayın seyirciler ;)
sorularıyla arada terletse de arada hönk dedirtse bile fesatlık, kahkaha ve uçuk sorularla güzel bi röportaj oldu. tebrikler kazum hem devrelerimi yakıp hem de güldürdün beni sorularınla :D olcak olcak senden bi ayşemarmanım çıkıcak yakındır ;)
yakın zamanda sanal aleme bomba gibi düşücek olan bu röportajı sakın kaçırmayın :D