24 Aralık 2012 Pazartesi

yılbaşına az kala :)

blogırlar blogdaşlar uy canlarım :) yeni yıl geldikçe böle hafiften ayarı kaçırıyorum. nası diye sorcak olursanız hem böyle mutluyum hem de hüzünlüyüm aslında. yılbaşını geçirmek her zaman benim için önemli olmuştur ama daha hakkını vere vere bi yılbaşı geçiremedim onu söyliyim. ayarımın kaçması da bu yüzden. güzel bi yılbaşı geçircem diye düşünüyorum ama sonu hep hüsran oluyo.



neyse bakalım bu yılbaşı nası olcak görücem :) bu sene konsept farklı hem ;) yılbaşını hem sevgilimle hem arkadaşlarımla geçirip 1 taşla kuş sürüsüne daldığımı belirtmeliyim :D bu iki bileşen nası oluyo diye düşünürsek şöyle ki:

1. sevgiline ayar yap son senem arkadaşlarımla çok az görüşüyorum falan de. böylelikle kendine bel bağlamasını hafiflet ve arkadaşlarınla da zaman geçirebilme özgürlüğünü kazan :)
2. arkadaş ortamına da zorla sok ki bir daha arkadaşlarını önde tutuyosun diyip de gelecek tripleri önle :) hem arkadaşlarımın çağırdığı her yere sevgilini de götür ;)
3. yılbaşında arkadaşlarınla kararsız kalıp dışarı çıkalım planı yap. sevgiline de hafiften çıtlat. olabilecek tribe karşı belli değil de :) trip çıkmazsa olmaz zaten diye düşünerekten hazırlıklı ol çok aşırı tepki verme dışarıyı azcık imrendir.
4. sevgilinin dışarda yılbaşı kutlama tribi gelip çatmış olması yüksek olduğunu bilerekten en yakın arkadaşını ayarla ve sevgilini aramasını sağla. nası olsa sevgilin arkadaşlarına hayır diyemiyo ya?? :D en yakın arkadaşın sevgilini ararken ortalarda görünme ki telefonu sana uzatmasın ;)
5. sonra dışarıda yılbaşı planının bozulacağını farkettiğin an sevgiline dışarda gerçimenin ufaktan eksilerini anlat ve ondan laf arasında ağzından "dışarıyı boşver arkadaşlarını çağır hepbir bende toplanalım" lafının çıkmasını bekle :D ki çıkıcak emin ol ;) panik yapma.
6. son olarak da sevgilinin bu teklifinin geçerliliğini sorgula ve onayladıktan sonrada arkadaşlarının yanında bunu ağzından kaçır hem de yanlışlıkla :D sonra da sevgilinin arkadaşlarını yılbaşında kendi evine davet edişini karşıdan izle ;)

sorusu olan????

işte canlar bu işlemleri oturup planlamadım ama anlık olarak gelişen durumlara verdiğim tepkiler sonucunda bu tarz bir organizsayonla yılbaşını geçircem :) yihhuuuuu :D bu sene güzel geçip güzel gelicek bana ;)

son olarak da dandirikten çam ağacımızı da aldık ve gay çift olaraktan baş köşeye koyduk :)

istediklerimi yazıcam ama ağacın altına koyamıcam. o yüzden burda paylaşayım dedim. neme lazm belki biri bu isteklerimden birkaçını gerçekleştirebilir mi ki??

1. öncelikle bu sene sonunda güzel bi yaz tatili istiyorum. gitmek ve görmek istediğim yerler var. karadeniz özellikle başta.
2. şubat ayı içinde bi izmir turu yapmak planımda var tabi kısmet olursa. izmire gittiğimde gezerken elimde ya da yanımda bi boyoz bi midye bi soda limon ya da bi bira olsa fena olmaz deme? msj alınmıştır umarım???
3. ales sınavına hazırlanıp da ales bi panda görsün dedirterekten yüksek puan almak.
4. sigara tabakası!! ne işine yarıcak deseniz bile ben gene de istiyom ki banana hoh!
5. yeni bi telefon istiyorum da modeline falan daha karar veremedim. hem dokunmatik hem de klavyeli htc cha cha ilgimi çekse de bi dur diyorum içimden.
6. yılbaşı donu. renk kırmızı beden xl deseni farketmez ama masa örtüsü tadında olmasın accık yılbaşı havası essin orlarda :D
7. yemek kursu! 4 senedir aklımda ama öğrenciliğin kör olası gözü yüzünden ayda 300-400 tl verip gidemiyorum! f.ckdısistem.
8. Joe Manganiello, Chris Rockway, Daniel Marvin, Bruno knight, Leo Giamani, gleedeki jake puckerman, darren criss. gleedeki brody, american horror story sezon 1deki baba ve rubber man... ve daha binlercesi :) lütfen yılbaşı akşamı kapıyı çalıp topluca partiye gelin noolur!? p.s. çükünüze bi tane hediye paketi süsü yapıştırırsanız sevinirim. hediye paketi açmayı çooook severim de ;)

neyse bakalım bu yıl da sevdiklerinizle güzel bi yıl geçirin. öpcükler sizeeee :*

20 Aralık 2012 Perşembe

küçük kıyamet

nassınız a dostlaaaar blogırlar blogdaşlar???? benden iyilik ne olsun ya yuvarlanıp gidiyoz :D yorucu bi haftanın tam da ortasındayım hea :)koş oraya koş buraya kafa kalmıyo yeminle :) neyse buraya yazmayı nası özlemişim onu farkettim ilk açtığımda. sizleri özlemişim. birisi okusa da okumasa da buraya yazı yazmanın bana iyi geldiğini farkettim. tabi arkadaşlarımı da görmezden gelmiyorum ;)

neyse başlığımıza dönelim. küçük kıyamet. bugün tam da böyle bişeyin ortasındaydım. sabahtan stajın dibine vurarak başlamak pek iyi olmadı açıkçası. koca bir dosya dolusu evrakları tek tek bilgisayardan sisteme girmem istendi. neymiş efenim ben genç olaraktan daha hızlı yazıp daha hızlı giriyomuşum. sen şu işi bana yıkmak istiyosun onu de bi hele dedim içimden. allahtan işi şak diye kavrayıp 3 saatte bitirdim. evet 3 saat dalga falan geçmiyorum. gözlerim kendinden geçtiler. en son biri ekranı biri kağıda bakıyodu biri ekranı arıyodu resmen!!! neyse çok şükür dedik bitti. tabi bu arada bana işi yıkan uzman arkadaş ne yaptı oturdu internetten gazetelerini okuduuu köşe yazılarına sesli yorum yaptıııı bi ara beni de kendi tarafına çekmeye çalıştı düşünce olarak ama ne halin ne de beynim vardı ona yetcek.

öğleden sonrada incelemeye gittik. işte küçük kıyamet ordaydı. adam başvurusunu yapmış evrakları hazırlamış falan tam eksiksiz biz de görüşmeye gittik adamla. içeri geçtik konuşmaya başladık. kızı geldi içeri oturdu yanımıza. 2 dakika muhabbetten sonra kızı siz nerden geldiniz dedi bizde açıkladık huzurevi diye. neeeeeeeeey diye bir çığlık koptu tabi :D adamda korktu bizde. kız baba naptın dedi hemen. ne huzurevi evinde otur ne var ki evinde dedi. adam zaten hafif kekemelikle ık mık falan kaldı öyle. kızı başladı ağlamaya. annem yeni öldü baba sende bırakıp gitcen mi beni falan diye. aha dedim noliy sıçtık tam da curcunanın ortasına düştük dedim.  meğerse baba kızlarından gizli iş çevirmiş başvurmuş falan. allah ortalık kıyamete döndü. küçük olan ablasını da çağırdı. bi taraftan uzmana bakıyom bi taraftan da bıyık altından gülüyom. ya dedim ne insanlar var ya. adam ık mık ede ede kızına kıyamadığından bahsetti ama kız kendini paralıyo. sanki zincirleyip götürcez adamı bi daha gün ışığı göstertmicez töbe töbeeee :D kızı yok öle bişey huzurevi falan yok biz fakir değiliz bakıcı tutarız ama ihtiyacımı yok. var mı baba istiyomusun bakıcı tutarız ki biz ben öğretmenim paramız var fakir değiliz falan diyo sürekli. bi taraftan da ağlıyo. amca da az mahçup az cesaretlenmeye meyilli bi şekilde derdini anlatmaya çalışıyo. hey allahım dedim. biz görüşmemizi yapıp çıktık. bugün de amcadan telefon gelmiş gelicem ben huzurevine diye. iyi dedik. sonuçta bizim için de amcanın beyanı esas olarak kabul ediliyo.

bugün bi de vefat oldu kurumda :( üzüldüm. insan dediğin bi nefes oluyo sadece. çok çabaladılar ama kadını hayata döndüremediler. o çabayı bende izledim. kadının son nefeslerini gördüm. 10 saniye arayla nefes aldı resmen :( sanki ben bi sağlık personeliyim gibi bişey yapmam lazım dedim durdum. içimi bi sıkıntı kapladı. allahıma çok şükür kimsenin ölümünü görmedim bu vakte kadar ama teyzeninki yetti bana. çaresizlik ne demekmiş onu iyice anladım. hele ki ölüm konusunda.

etrafınızdaki her insana iyi bakın. sevdiklerinizi sürekli yanınızda tutun. biraz bencilce görünüyo olabilir fakat son nefesini kimse ne zaman verecek onu hiç bi zaman bilemezsiniz. o yüzden güzellikleri olan hayatın tadını çıkarın sevdiklerinizle. başka bi zaman için çok geç olabilir.

çok iç karartıcı bi yazı oldu sankim. neyse son bi şarkıyla neşemizi bulalım bence :)

 güzel bi mash up olmuş. ben beğendim. 7 dakka olması da eğlencenin baya süreceği anlamına geliyo. öperim yavrular. bi daha ki yazıda görüşenzii ;)

3 Aralık 2012 Pazartesi

bişiler bişiler vol bilmem kaç

blogırlar blogdaşlar :) nasılsınız napaysınız? ben iyiyim kafam allak bullak yorgunum ya :/ kendime bile vakit ayıramıyorum. koş oraya koş buraya bi de burnum akızlıyo şimdi allah dedim tuttuk si.. yok yok tamam bişey tutmadık :)

günlerim yorucu olmasına rağmen eğlenceli de geçiyo :) huzurevinde staj yapmak aslında eğlenceli. staj danışmanım da beni koruyup kollayınca da bi ayrı güzel oluyo. geçen perşembe resmen çalışıyomuş gibi hissettim kendimi. bilgili falan böyle hemi de en taşşaklısından bi uzman gibi :D işte o perşembe bi grup terapisi yapayım diye kendimi yırtaraktan 7 kişiye haber yolladım. tabi işin teoriğini bilmekle pratikte uygulamak baya bi zor olur bilirseniz. neyse işte topladım tek tek haber verdim ayağına gittim adamların dil döktüm falan sonrası ne mi oldu? sadece 1 kişi geldi :/ valla deli dana gibi koştum ortalarda. tek tek yaşlıları bulup olm niye gelmediniz ya la dicektim diyemedim kibarından bi azar çektim sadece :D neyse haftaya salıya bi daha söyledim gelmeyen olursa yakarım çırasını şeklinde bi gözdağı da verdim. tabi bana söylenen buydu ben de uyguladım. neyse toplantı olmadı moralmanım çöktü. üstüne bi de yaşlının biri gelip beni şikayet etmesin mi :D yok neymiş ben milleti toplamışım onu çağırmamışım adaletsizlik falan... sonrasında da tabi ne diyeceğimi bilemedim ama danışman durumu toparladı sağolsun. e hal öyle olunca iyice pıst ettim söndüm :/ canım sıkıldı yani anlayacağınız. ah dedim sen biri bin yaptın ve yaşlılığın bir numaralı özelliğini bana yaşattın ya helal olsun dedim. neyse o orda kaldı artık kafamda değil şimdilik ;)

kediyle işler güzel gidiyo. sevgilimde ben de baya alıştık artık. sadece gece yatarken aynı odaya koymuyoruz kapıyı kapatıyoruz başka bi durum söz konusu olmuyo :) bi de lazer aldık delirtiyoruz arada :D biz oturduğumuz yerden oynatıyoz o deliriyo koşuyo yoruluyo bize de saldırmıyo oynayalım diye :D geliyo uyuyo kucağımızda :D aha şu anda da uyuyu tatlı kızım benim :)

bu arada tatile geldiğimde izmir tayfasını görmek istiyorum tekrardan!!! laf burdan her yere ulaşır bencem :D dimi? bir buçuk ay gibi bi tatilim olduğu için kendimi nerelere atsam bilemedim onu söyliyim ama ilk işim izmir tayfasını görmek. çok özledim ben onları!!! bigayımı vangörlümü bi de oralarda olursa (ki olucaktır bence) aslancığı görmek istiyorum özledim burnumda tüttü koktu yandı bildiğin! koca bi blogır buluşması da yapabilirik bence :)

son olarak da ufak bi testle kapanış yapıyorum :)

bi çilek tarlası gördünüz ve çileklere de bayılırsınız(!) (bayılmayan için başka bi meyve de olur ;) )
içeri girip çilek yemek istiyosunuz ama kararsızsınız. içeri girmeye karar verdiniz veeee
1. çilekler nası görünüyo?? neler hissettiniz çilekleri görünce??
2. çilek tarlasının önünde bir çit olduğunu gördünüz. nası bir çit bu? geçebilecek misiniz çitten? yoksa aşılması zor mu? biraz tanımlayınız.
3. çilekleri hapur hupur yutarken birden tarlanın sahibi geldi o.O oha derken adam hesap sormaya başladı ve  konuşmaya başladınız. adama ne dersiniz ve oradan nasıl çıkmaya çalışırsınız?



13 Kasım 2012 Salı

sorumluluklarımla geldim anacım sevin beni :)

blogır alemiii?? görüşemiyoduk uzun zamandır ne alemdesin? tanıdın mı beni? öle pis pis bakma tamam ektim seni biliyorum da napayım :/ özür özür şeker alayım mı sana? tamam bakalım yazıyom hea bak sonradan atar yapma :D 

ahanda yanımda böle uyuyo pisicik kızım benim :) 1,5 aylık ki benim kızım :)

sevgili blog şuan kucağımda bi kediyle yazıyorum bu yazıyı çünkü salak sevgilim kedi almış gelmiş geçen gün. o.O çok şaşırdım görünce. olayın baş kısmı şu ki bigayım çocum beni aradı geçen gün. ben de sevgilim kucağımda yatıyoken çok konuşamadım zaten kendisi de anladı biraz durumu :) neyse çocum özür dilerim artık konuşamadım rahatça ;) neyse sonra tabi kim bu adı ne zart zurt ben de bigay o dedim. nerden tanıyosun falan izmirden ananemlerin mahallesinde oturuyolardı mahalle arkadaşı dedim:) (bigayım özür çocum artık sen de bizim ordansın) öle işte surat yapmalar falan. neyse geçti gitti zannediyodum ki sabah benden önce uyanıp facedeki tüm arkadaşlarımı kontrol edip içlerinde "bigay" diye birisinin olmamasına takılmışmışmış. yahu dedim sana da dert oldu adamın facebuku yok belki ne dert edindin ne güvensizmişsin dedim. öle atıştık bir iki. neyse çıkalım alışverişe gidelim dedik avmye gittik gezdik falan. sonra bişeyden atıştık gene ama hatırlamıyom neyden olduğunu. konuşma aynen şöyle devam etti:

Panda: benden ne fikri bekliyosun ki bence ayakkabı güzel almak istiyosan al rahatsa.
Sevgilim: offf tamam almıyorum bişey (tam o esnada panda saate bakmak üzere telefonunu çıkarır ve bakar) iyi git sen milleti ara ben bakarım kendi işime git bigayla konuş...

işte o an dank etti tam söylemek istediğim laflar. allahım valla tam vaktinde bi beyine ihtiyacım olduğunu farkettin tebrikler :D pis bir bakışla açtım ağzımı yumdum gözümü:

panda: bana bak sürekli aynı şeyleri söyleyip duruyosun. o kim bu kim. güvenmiyosun ki. benim sana güvenmeyeceğim noktada sen hala sınırını zorluyosun. bana güven diyorum yok o kim yok bu kim diyosun. o kim bu kim diyeceğine gel de tanış madem mallık yapma. kaç zamandır sana gel arkadaşlarımla tanış diyorum gelmiyosun kendimi paraladım ama yok artık. mademki tanışmaya gelmyosun tanıma zahmetine bile katlanmıyosun o zaman o kim bu kim diye de sorma! 
sevgilim: bıt bıt bıt... ( genelde haksızken bu taktiği uygular kendisi)

haklı olduğum zaten ortadayken bi de böle böğürdüm ya rahatladım a dostlaaaaar :D neyse çıktık bi sinirle ordan. knouşmadım eve dönesiye kadar. neyse haklı olduğum noktayı anladı ama.

geçen hafta arkadaşlarımı evimde toplamaya karar verdim. doğum günü kutlayak dedik. neyse öğlen sevgilimin evinden çıktık benim evime doğru gidiyoduk. markete uğrayayım dedim. sevgilimle girdik alışveriş yaptık sonra elindeki poşetleri benim elime tutuşturdu ve ben kedi bakcam hem daha çok erken ben sizde ne yapcam sen hazırlık yapcan ben napcam sizin evde dedi ve öle baktım. tamam dedim sinirli sinirli. eğer bu sfer de gelmezsen görüşürüz dedim içimden. neyse koştur eve git yok yemek yap ortalığı topla falan 2 saat sonra bi telefon. 

sevgilim: alo... ben kedi aldım... senin eve geliyorum... beni aşağıda karşılarmısın...?
panda: tamam!

neyse karşıladım falan kedinin kafesini açtı ve kucağıma verdi kediyi. bendeki tüm sinir stres kızgınlık uçuverdi. şimdi bu bizim kızımız mı olucak dedim direk :) o da evet dedi :) 

o akşam arkadaşlarımla sohbet etti yemek yedik birlikte konuştu tanıştı falan baya bi eğlendik tabu falan oynadık hepbir. kedimizde ortalığı şenlendirdi :D herkes kız mııı hmmm adı BİHTER olsun ozaman dedi :D kızlara pek yanaşmaması da bi gerçek şimdi :D neyse daha adı konmadı ama şuan yanımda kucağımda oturup uyuyo eşek. kedi sorumluluğu almak zormuş harbiden bunu anladım. 

sevgilimle kendi aramızda artık bişeyleri konuşabiliyoruz. geçen gün kedinin sorumluluğundan olay ilişkinin ilk başlarındaki dellenme dönemlerine geldi ve sorumluluk alma duygusunun çok fazla olmadığını itiraf etti. gerçi şuan bakıyorum da iyi herşey :) oluyo ve olucak galiba hem de en güzelinden...

p.s. bigayım bu yazıyı okuduktan sonra kendini sorumlu ve suçlu hissedersen küserim valla bak. hatta döverim üstüne bilem hohlarım oki ;) öperim seni de çok yavrum. 
p.s.s. prensesimle konuştuk bazı yeni gelişmeler var onda da :D
p.s.s.s herkese selam ederim özleyin anacım :) twitterdan yetişmeye çalışıyom muhabbetlere ama pek beceremesem de yanınızda olmaya çalışıyorum. wertherim ufaklığım kusura bakma çocum  iletişemiyorum senle :/
p.ss.s.ss.s.s. haplocan bana kediyle yaşama taktikleri öğret eğitelim bizim kızı ;)

28 Ekim 2012 Pazar

bayram dediler geldik

oyh bir bayramı da bitirdim bloggerlar blogdaşlar :D eskisi gibi bayram anıları pek kalmasa da artık ufak derecede var tabi bu bayramda :) önceleri koyna uzaktan göz kırparken artık şimdi koyunla adeta seviştim :/ önce bi vahşetle kesildi koyun tabi bakamadım. sonrasında babamın yaşını almışlığının getirdiği yeni bir yükle artık bende kasaplık moduna geçtim :/ gerçekten dini bayram olarak tamam ama vahşet olarak yok böyle bi olay. resmen koyun daha can çekişirken kesip biçtik ve artık midemize girecek kıvama geldi. neyse o anları geçiyorum.

önceleri bayram dediler mi büyükler kurban adı altında 1-2 saat ortadan yok olurlardı sonrasında hayat tekrar normale dönerdi. şimdi büyüyünce herşeye sen de dahil olmak zorunda kalıyosun. o 1-2 saatlik vahşet dilimine seni de zorla sokuyolar. uzun zamandır kurban kesmemenin verdiği bir rahatlık da vardı üzerimde ama bu sene olmadı ve bizimkiler kesmeye karar verdiler son dakika. neyse yorgunluğu bi tarafa gene de ailemle olmak beni sevindirdi. herşey bittikten sonra duşlar alındı ve dooğruca izmire gidildi. 1 saatlik ufak bi aile görüşmesinden sonra herkes yok yazlık yok ultra süper mega herşey dahil tatil beldelerine kaçtılar. öle kaldık ailecek ortada. ne telefon var ne bişey. şimdilerin modası mesaj artık attın mı tamam top senden çıkıyo ve karşındakinin bayramını kutlamış oluyosun. ne biçim iş bu çözemedim. mesaj atmama konusunda bir tek ben mi diretiyorum orasını da çözemedim.

arayabileceğim herkesi aramaya çalıştım. BiGay amcamı aradım konuştuk accık uzun süreden sonra sonra tabi olmazsa olmazım Prensesim'i aradım bi de. kendi büyüklerimi aradım. daha aramak istediğim çok kişi vardı ama zaten onları da geceye doğru aradım. arayamadıklarımdan özür dileyerekten çemkirmemi de eksik etmek istemiyorum. ule küçük blogırlar bir büyüğünüz olarak arasanız beni nolurduuuuğ :D :P neyse onlarında gözlerinden öpelim şimdilik ama sadece şimdilik :D geçen yazımda da bahsetmiştim zaten herkes bi aramadın derdinde. bu bayramda şaşmadı gene bi tripler gene bi söylenmeler eksik olmadı ama van görlüm prensesimin dediği gibi kaç zaman geçerse geçsin kaldığımız yerden devam ediyoruz biz başkalarına inat ;) deme prenses?

son olarak da bayram tek buluşma noktası olduğu için kızgınım biraz. akrabalarımla telefon haricinde görüşemiyorum ona tav oldum. kuzenimle 1 yıl önce görüşmüştük yüzyüze ki o benim için çok değerlidir kardeş kıvamında büyüdük biz hep onunla. sadece geçen sene eski sevgilimi görücem diye istanbula gittiğim zaman 2 gün görmüştüm onu. peh gene andım durduk yere elin işe yaramazını ya neyse. uzak olsun benden ıyh!

kuzenle konuşcak birbirimize anlatılcak bi ton şey var fakat o 1 saate sığdıramıyosun ki hepsini!! işte ona sinir oluyorum. büyüdük ve kirlendi dünya tam cuk diye oturuyo duruma. herkes bi iş telaşında herkes bi koşuşturmacada. alsam herkesi kolumun altına oturtsam ve hiç salmasam çok mu şey istemiş olurum ki??

son son olarak da daha önce başlarını anlattığım ama sonra devam edemediğim bi Y. maceramda onun askerliğer gitmesiyle birlikte düğüm oldu kaldı. gitmsein ya askere. üzüldüm biraz moralim de bozuldu. deli kadir havalarında olduğu için neresi olsa giderim diyo. başına bişey gelcek diye korkuyorum. ufak da olsa hala ona karşı hislerim olduğunu da kabul ediyorum nokta!

te allaaam ya neyse.

p.s. pitbullun yeni şarkısını dinledim ve yutuptan izledim tam bi porno olmuş! tabi burda pitbullun BULGE durumlarını görmek de mümkün bilginize ve ilgililere ;)

24 Ekim 2012 Çarşamba

23 Ekim 2012 Salı

memleketten bildiriyorum ki...

selam blogırlar blogdaşlar :) nassın ciğerim??  ben çok şükür iyiyim. geldim memleketime pazar akşamcaaazı :D daha alışamadım eve pat diye. canım bişey yapmak istemiyo buraya gelince de niyeyse. annem ablam dışarı çıkıp bayram öncesi son mağaza soygunlarını tamamladılar bugün. bense çıkmadım istemedim yemedi işte. neyse bayram öncesi son bi toparlamayla yazıya dalayım.

öncelikle telefonla ve maille halimi hatrımı soranlar yirim sizi :) ayranım ve prensesim full aktif takılıyollar sağolsunlar :D ben de aktif takılmaya çalışıyorum ama olmuyo :P neyse son yazılarıma yönelik düşüncelerim biraz hafifledi çünküm boğulduğumu sevgilime söyledim. aslında olay sürekli beni sevmiyosuna dönüşünce ve sürekli bu yüzüme vurulunca canım iyice sıkıldı. surat yaptım biraz artık bunu söyleme dedim bağırdım accık. sonra tabi her zamanki gibi gitti beyimiz odasına oturdu. yanına gittim. gel dedi yanına çağırdı beni. biraz işten konuştuk. sürekli sıkıldığını söylüyo işinden ama başka çaresi de yok. daha mesaiye bi kere kalmadan mesaiye kalacağını söyleyip duruyo sürekli bu yüzden korktuğunu söylüyo. ya tamam söylenebilir hepimiz hayatımızdaki şeylerden. bende söylendim staj yerim değişince ama gittim gördüm ve artık alıştım. hatta seviyorum bile şuan orayı. 2. dönem değiştirme hakkım varsa bile değiştirmicem. hem alıştım hem de hayatımda ilk defa bi iş deneyimi oluyo benim için ve burda söylenerek hayatı zehir edemem kendime. o yüzden kabul edip devam ettim yoluma ama sevgilimde böyle olmuyo işler. sürekli bi söylenme hali. işte bunu konuş diceksiniz de konuştum. beyimiz şikayet etmeyi seviyomuş bolca !! işte takıldığım nokta bu ki hepimizin başına bişey gelebilir tamam ama yapabileceğin bişey yoksa hayatına devam etmelisin. hem yaşın da artık 10 değil ki anneni aramak için ya da dert yanmak için. az olgun davran da adam desinler lafına geliyo iş biraz. neyse...

böle işten falan konuştuk tabi ben artık gerçekleri çat çat vurunca yüzüne yemedi. susturmaya çalıştı ağzımı kapattı hatta konuşmayayım diye öptü.  sonra biraz sarılcam derken sıkınca aşırı tepki verdim ve durdu. konuştuk biraz sonra seni boğuyomuyum diye sordu. burda Bİ'ADAMı anıyorum ki o da benim gibi düşünüyo. sorunları konuştukça daha da çoğalıyolar sanki diye düşünüyorum ben de. neyse evet biraz dedim bende. ilk defa boğulduğumu söyledim.  sonra bana sarılmış yatıyoken birden kolunu bacağını çekti itti beni. döndü arkasını. kalktım bende yataktan. bi sigara içtim. tüm gece öle konuşmadan geçti. sabaha kadar uyumadık. o da döndü ben de döndüm. kalktım bi sigara içtim hava aldım falan yok yani uyku yok. içimdekileri ilk defa tutmadım ve söyledim. şu vakte kadar hep tuttum ve söyleyince kendimi bi an suçlu hissettim. ilk defa böyle bişey yapıyorum. aileme bile açıksözlü değilim ben. insanlar kırılmasın diye istediklerini söylerim ya da öyleyse bile problem etmem. sonuçta karşımdaki üzülmesin diye düşünürüm hep. ne olcak söyleyince sus da otur sen alışırsın bu duruma derim. bu sefe böyle olmadı ve söyledim. o yüzden çok pişman oldum ve suçlu hissettim kendimi.

sabaha karşı bana ne olcak şimdi ne istiyosun diye sordu ben de bişey istemiyorum. farklı bişey istemiyorum dedim. bence artık evine gitmelisin sen dedi. bilmiyorum dedim. düşün taşın dedi. eğer ki beni soruyosan ben hep burdayım dedi döndü tekrar. ben de döndüm.

sabah oldu o çıktı. ben de sızmışım biraz alarmla kalktım duş aldım hazırlandım çıktım. çıkarken de aradım. soğuk bi konuşma geçti aramızda. çıkmadan önce de msj atmış zaten. bi ton şey sıralamış yok geleceğimizi planlıyorum şöyle yapıyorum böyle yapıyorum evet ben bile bazen sevgimden boğuluyorum haklısın özür dilerim demiş. aradım konuştuk ve ben dün gece bana ben burdayım demiştin dedim. ona cevap vermek için aradım ben de burdayım bi yere gitmiyorum dedim. gitme de zaten dedi. ufak bi sessizlik sonrası eee nabıyona döndü iş :) neyse konuştuk ve ondan sadece bana güvenmediği ve benim sevgimden emin olmadığını ve bunu sürekli söylemesinden dolayı boğulduğumu söyledim. benim sevgime inan bana inan güven dedim. başka bişey duymak istemiyorum. duyunca da boğuluyorum dedim. tamam dedi. neyse işte sonrası rutine bindi. ev okul staj yatak falan dolanıyorum sürekli. 10da uyumazdım ben önceden ama artık raporumun satır aralarında bile yarım saat kendimden geçiyorum uyuyorum ve uyanıp bi cümle daha yazıyorum. pert mode on!!!

bu arada herkes trip atıyo bana. kimseyle görüşemiyorum tamam orası doğru vaktim falan olmuyo ama yani 3 ay arama sorma sonra aramıyon beni sormuyon buluşalım diyince gelmiyon diye suçla beni. bayramda bile bi kuru msjla geçiriyon atlıyosun sonra da yok bilemem ne. arkadaş tamam çok boşsun çok yoğunum ama el insaf yani herkes karşısındakinden aranmayı beklerse işimiz var. haksız mıyım??? ara sor ben de ararım zaten. öyle bi derdim olmaz o beni aramadı sormadı diye ama işim varsa yoğunsam sen ara planı sen yap bu sefer ne olacak yani. ha ben arayınca sen değerli olucan benim için ve egonu tatmin edicen deme? hı hı evet!

te allaam...

13 Ekim 2012 Cumartesi

bu sıralar...

selam blogdaşlar. bu sıralar sadece bunu dinliyorum. son klaine vakasından sonra glee 4. sezon 4. bölümü izlemek istemediğimi de söylemiştim zaten. pek iyi değil gibiyim ama bilemedim de tabi. dinliyorum. sadece dinliyorum...


8 Ekim 2012 Pazartesi

ankaradan bildiriyorum ki...

öncelikle özür dilerim blogdaşlar blogırlar :/ uzun zamandır yazamadım evet. ameliyat yerim iyileşti ve rexle vedalaşmamın ardından direk ankaraya gelişim, sevgilimin yanına yarı yerleşmem zor oldu. neyse sağlık konusunda iyiyim merak etmeyin. tabi merak eden varsa ;) neyse geldim okuluma kaydımı yaptım staj yerim de zaten tam istediğim yerdi ki son dakka bakanlığın oyunuyla yerimi değiştirmişler. bi huzurevine kakalamışlar beni :( önce çok üzüldüm sonra da yapılacak bişey var mı diye çırpındım ama ölü balık misali hareketsiz kalınca götüme giren şemsiyeden zevk almaya baktım. tabi ağladım zırladım sinirden ama sevgilim yatıştırdı sağolsun. stajda takım elbise giymenin zorluklarını yaşıyorum a dostlar :/ traş da cabası tabi. gül gibi sakallarım gitti ve maymun götüne benzer bi surat çıktı ortaya :( merak edenlere duyurulur evet sakalsız sanki bıyıkları kesilmiş kedi gibi oldum :/

neyse gittim ilk gün staj yerine ama öldüm tabi takımla. indim otobüsten. kuruma girdim tamam iyi güzel sonra odaya gittim orası da iyi. sonra beni ilk takım giyiceksin disiplin disiplin diye sinir eden beyfendiyle tanışmaya geldi. yokmuş daha tanışamadık hemen. neyse bi geldi adam aman yarabbi. meğerse adam bizim mesleğin dernek başkanıymış :O şok oldum. tanıyorum haliyle :D baya bi ilgilendi tabi :) ilk günüm de çok güzel geçti. servisimi ayarladım. kapının önünden alan ve kapının önüne bırakan bi servis hemide :D neyse staj işi böyle işte. en son perşembe günü okula gitmek için izin aldım ve başkan beni sıhhiyeye bırakabileceğini kendisi de incelemeye gideceğini söylemişti. neyse tamam dedim. bindik arabaya gidiyoruz. sonra başka yollara saptı falan keçiörene doğru yanaştık. aha nereye gidiyoz derken bizi de incelemeye götürcekmişmişmiş :O anam dedim ilk incelemem!!!!! neyse indik arabadan. zaten ihbar gelmişti incelemeye gidin ev çöp ev diye. yaşlı bi kadın varmış onu alın diye. evin zilini çaldık falan 1-2 dakka açan olmadı. tekrar çaldık açtılar. sonra bi kadın çıktı kapıya. 50-60 yaşlarında. işte derdimizi anlattık incelemeye geldik bakanlık gönderdi diye. içeri buyur etti. bende başkana baktım direk napıcak diye. ayakkabıyla girdi adam bende ayakkabıyla girdim eve. başkan girince bi bildiği vardır dedim içimden :) iyi ki de öyle girmişim. eve adım attığım anda sidik, bok, küf, toz ve ağır bi insan kokusu direk yüzüme çarptı :/ aman yarabbi yok öyle bi koku. öğürmemek için zor tuttum kendimi.  neyse içeri girdik tuvaletin önünden geçtik kat kat sidik kokusuyla bulanmış...

neyse salona bi girdik sağda koluğun üzerinde yeri üstü örtülmüş insan cesedine benzeyen bişey var. aha bu ne derken yaşlı kadın olduğunu farkettim ama kadının ne gözü kalmış ne de eti kemiği. aha dedim ilk gittiğim incelemede kadın ölmüş hadi bakalım derken çok hafiften nefes aldığını gördüm. ağzı açık orda yatıyodu sadece. bizim orda olduğumuzu farkedebilecek bi kulağa ne de göze sahip. sadece açık ağzından nefes alıyo ki o ağza da saniyede 3-4 sinek girip çıkıyo konuyo :/ o an iğrendim tabi. koku bi taraftan kadının durumu bi taraftan midem bulandı. herkes kusacağımı düşünüyo ama kusmadım :) biraz daha durunca hem midem hem burnum hissizleşti duyarsızlaştım bi anda ortalığa. yaşlı kadının kızı bakıyomuş kadına ve evi hergün(!) temizliyomuşmuşmuş. başkan tabi azar moda hafiften geçti. uayrı ikaz etti kadınla konuştu. olay çok basit. yaşlı kadının 1.400 olan 3 aylığını almak için tutuyolar belli :( neyse hemen bi dilekçe yazdık ve kadını direk bi huzurevine yerleştirmek için işlemleri başlattık. evden dışarı çıktık ve derin bi nefes aldım. oh be valla insan nası kalıyo o evde dedim direk başkana. kafam dönüyodu oksijensizlikten. neyse okula gittik falan işleri hallettik eve geldim. ayakkabıyı bi çıkardım ki 2 ayağımında serçe parmakları yok misali :/ şişmiş ve morarmış. e tabi panda olarak rahat şeyler giyerken birden rugana dalınca manyağa döndü vücut.  neyse atlattık o günleri de.

son olarak kafa karışıklığı mevcut. sevgilimle olanlardan sonra kendimi bi garip hissediyorum. bazen çok çocuk oluyo beni zorluyo. kafa karışıklığım bundan zaten. içimden sürekli ne yapıyorum ne yapmalıyım doğru mu yapıyorum diyorum. beni sürekli yanında istemesi ve 2 dakka ayrı kalınca arızaya bağlaması hem geriyo hem de çaresiz bırakıyo. kendimle arkadaşlarımla ilgilenemiyorum. herkes bi sitem atıyo ama anlatamıyorum. mesaj geliyo "kim o???" oluyo. hala bi takipteyim hala bi çemberin içindeyim beni her an boğmaya çalışabilecek ve beni dellendirebilecek. en son olay cuma günü oldu. perşembe günü sevgilimin annesi geldi. cuma akşam yemeğe gittim bende. yemekten sonra annesi dizi izliyodu biz de sıkıldık. ne yapalım derken glee izleyelim dedik. oturduk izliyoruz odasında. 4. bölüm de ayrılık bölümüymüş. neyse rachel ve finn tartıştıktan sonra kurt ve blaine'e geldi olay. blaine seni aldattım bi başkasıyla buluştum falan derken o kadar kötü oldum ki hemen durdurdum ve izlemek istemiyorum dedim. çıktım odadan. tabi peşimden gelen yok. gelse de yüzü yok. neden kalktığım ve neden gittiğim bal gibi ortada çünkü. balkona çıktım ve bi sigara içtim. kendime gelemedim. yaşadıklarımı bi daha orda yaşadım sanki. gözyaşım öle izin vermemi bekliyodu akmak için adeta. bende izin verdim ve balkonda biraz daha kaldım 1 sigara daha içtim ve gözyaşlarımı serbest bıraktım. kafam karıştı ne oluyo dedim içimden. 2 gündür de öyleyim. sevgilim sus pus oldu. annesi var diye de konuşamıyoruz evin içinde tabi. neyse annesi pandanın morali bozuk heralde demiş ben balkondayken. sevgilim geldi bi diziden dolayı bu kadar büyütme dedi. diziyle gaza gelme dedi. evet bi eşeklik yaptım ve çok pişmanım dedi ama sonrasında da gaza geliyosun hemen dedi. sadece baktım ve gaza gelmiyorum dedim. gaza da gelmemiştim zaten. sonra telefonuma bi baktım uzuncana bi msj atmış. beni sevdiğini söyleyen özür dileyen ve pişmanlık dolu. beni en çok korkutan, en çok zorlayan ve olmasını hiç istemediğim olay başıma geldi evet. hiç affetmem dediğim olay evet ama ben ne yaptım kendimi çiğnedim bunun için ve ilişkime değer veriyorum dedim affettim. one görlüm demişti. bişeyler kafanda kalıcaksa devam etme sürdürme bitir demişti. acaba hata mı ettim onu düşünüyorum. bilemiyorum. korkuyorum ve karmaşığım hepsi bu. kendimle başbaşa kalayım biraz. neyse...

4 Ekim 2012 Perşembe

azcık daha bekleyin :)

selm millet ara vermemin bi sebebi yok sadece sevgilimleyim ankaradayım okulum başladı stajdayım iflahım kayıyo :D anlatcam hepsini merak etmeyin ama şimdi değil tabi ;) az daha bekleyin yavrular :) blog alemini çok özlemişim :)

18 Eylül 2012 Salı

bokumdaki boncuk örnekleri part 2 & analiz 3

yavrularım :) biraz adile naşit gibi oldu ama napayım herkese böyle seslenmeyi seviyorum :) napıysınız??? valla "yan" olarak blog dünyasını takip ediyrum ama iş bişeyler yazmaya gelince biraz zor oluyo. ağırcana bi insan olduğum için dön falan uygun pozisyonu bul rex'i ayarla da kıçının altında kalmasın misali bi ton işlemi oluyu. zor yani ;) neyse yavaştan düzelir mode on yaptım ve bugün dikişlerim alındı komple :D yalnız doktor yarın gel dedi heralde rex'i alıcak benden :( alıştıydım kerataya. sesi soluğu çıkmıyodu. gece uyuyamayınca öle kalkıp balkonda bi sigara içiyoduk, dedikodu falan yapıyoduk, yürüyüşe çıkıyoduk... böhü :( rex olum özlicem seni  :( neyse bakalım yarın ola hayrola diyorkene bu işlemler tamamlanırsa bu panda haftasonuna doğru ankarada olucuk :D sevinçliyiz hepimiz yaşasın okuluğmuuğz modlarına girdim çünküm ders kayıtlarım var 24ünde :D artık son sene olaraktan bakalım heyecanlıyık. önlüğümü giyicim okuluma koşucum :) neyse aklımda bi soru daha var analizli bişeyler hemde onu sormak istiyurum.

öncelikle hayal dünyası lazım bitane :D herkeste olan bişi zaten. şimdiiiiiiii geldik kurallara. sorumuz oldukça basit. gene cevap olarak bolca detay ve betimleme duygusal geçişler entrika aşk ölü... öhm neyse işte bol bol duygularınızı hissettiklerinizi yazın betimleyin oldu mu yavrular tek istediğim bu. bide baştan da uyarayım NOKTALAMA İŞARETLERİ kullanmak zorunludur. çünkü onlar çoh önemlidir deme ogaybende???? :D ister mail atın ister yorum olarak yazın okey yavrular ;)

soru:


şimdi öncelikle kendinizi bi uçakta hayal edin. sırtınızda bi paraşüt var açılmamış. uçağın kapısı açılıyo ve uçaktan aşağıya atlıyosunuz veeeeee...???? sonrası nasıl sizce? uçaktan atladınız ve ne hissettiniz? havadayken ki duygularınızı düşüncelerinizi bolca anlatın. ha bu arada atlayış öncesi, atlarken ve atlayış sonrası neler oldu sizce? neler hissettiniz? peki havadayken paraşüt konusunda ne düşünüyorsunuz hissediyorsunuz? hikaye yazmadan olayların dışına çıkmadan hissettiklerinizi anlatın ;)






bu soruyu bilen varsa da açıklamasın aslında ne olduğunu kapiş?






ok kib bye :D

12 Eylül 2012 Çarşamba

hüüstın bokumda boncuk örnekleri buldum topliiim mi??

oy valla kıskandırmak gibi olmasın ama kıçımı hiç kaldırmadığım yerden yatağımdan sesleniyorum sizeee :) bütün gün yatmanın herkesçe süper bi özelliği vardır. benim için de öyleydi ta ki hiç kalkmadan yatana kadar! toplamında 1 saat kadar ayakta durduğumu düşünürsek günün 23 saati yataktayım. e haliyle sırtım başım kıçım dümdüz bi vaziyette :D ha bide boru vardı kıçına bağlı diyenleri duyar gibiyim. evet hala var hoh :D isim bile koydum boruma. adı rex. benle bir geziyo işte rex aşşağı rex yukarı diye dolanıyoz çişe gidiyoz... öle işte bu arada blog alemini yan olarak yattığım yerden de takip ediyorum. BİGAYım bu senin için senin şerefine bak: HOH!

neyse yattığım yerden şunu paylaşmak istedim kiiiii

1. sevgilimi çok özledim.
2. rex'e o kadar çok alıştım ki gidicek bi gün biliyom ama napayım.
p.s. doktor rex'i kıçıma dikmiş kendi dedi ıyyyyy :S
3. yattığım yerden dizi takip eder oldum. varsa merak ettiğiniz başlıyım ben güzel değilse size söylerim sizde vakit kaybetmezsiniz izlemek için (evet işsize bağladım)
4. dizi demişken nerde manyak alakasız şeyler var onu izlerim ben hep. American Horror Story de bunlardan biri. 1 ev-bissürü cinayet ve ruhlar-evin içinde uçkuru düşük koca-seksi hizmetçi-evin emo gotik karşımı kızı-ruh tarafından ve kocası tarafından aynı gün s.kilip hamile kalan ve ikizleri olcak olan anne... başka soru sormayın ben de anlayamadım hala :) haaaa dikkat çekicekse her bölüm spartaküs kadar olmasa da seks sahnesi içeriyo :D gay çift bilem var hoh :D
5. son sınıf olacağımdan mütevelli ki sürekli plan yapar vaziyetteyim. arkadaşlarla şunu yapalım şura gidelim falan modundayım. sevgilimle yılbaşını nerde geçirsem diye de düşünmüyo değilim tabi ;)
6. ankarayı özledim bi de :((

işte öle böle bişeyler. bu arada son olarak bi film önercem:
BABIES
kazum sen izlersin bunu kesin ;)

9 Eylül 2012 Pazar

yenlilgi ve kıçımda bi bandajla yatış :/

blog alemcileriiiiii :D en son bi analiz yapalım dedik ama dükkana gelen az olmuş :P neyse isteyenler okuyanlar özelden ulaştılar bende analizledim herkeşi :D neyse az çok biliyosunuz sağlık güvencem yoktu. okuldan ırzırt bi ton bişeyler yaptırmam gerekiyodu. en son geçen hafta ankaraya gidicim ben diye tutturup annemleri de dize getirmiştim. tabi knou ankara olunca mutluluktan uçuyurum ben :D neyse geçen hafta sonu ablamlar geldi. bi kavga koptu evde. baş kahraman tabi benim :D olay şu ki benim kılım dönmüş arkadaş ben de onunla mutlu mesut yaşıyorum pozu vererek ameliyattan kaçıyodum. ankaraya giderek bi sene daha kaçıcaktım. kavga bundan koptu tabi. neyse sonuç yenilgi oldu tabi. gittim paşa paşa üşendiğim bütün o prosedürleri yaptım ve sağlık güvenceme kavuştum. doktora gittim g.tü gösterdim. doktor zaten ağzındaki sakız misali "ameliyat" diye çevirip durdu tüm gün lafı. ameliyat tahlilleri yapılcak ozaman dediler tamam dedik. gittik 4 tüp kan verdim. tabi sonrası koca kütleli bişi yere yuvarlanıyo misali herkes kaçıştı hastanede. bayılıyodum. anneme dışarı çıkıcam az hava alıcam dedim. iyi de oldu. havamı aldım kendime geldim ve üstüne bi tane meyve suyu patlattım. ooooo var mı başka tahlil dedim koştum röntgene ekgye :D neyse herşey tamam. tahlil sonucunu da aldık çıktık. maşallad diyin yavrular bi drum yok. kan temiz ekg röntgen temiz :D ordan çıktık başka doktora gittik. ona da g.tü gösterdik tabi. neyse o da ameliyat dedi direk. eli mahkum dedim o göte bi bolu tüneli yapılcak kaçış yok yani. neyse tamam dedim. doktor da açmısın hemen alayım diyince çüüüüş dedim hemen ne alıyon sen dana mı kesiyonuz hoop dedim ama içimden :D ben ki bi dikiş bile atılmamış insanım valla ameliyat diyince kendimden geçtim o an. neyse cumaya sözleştik ama bi şartla dedim ben öle lokal anesteziyle kesip biçme sesi dinlemem dedim. mp3 çalarla gircem ben banane dedim. doktor bi baktı bi daha baktı. ahanda küfür geliiiiiy dedim ama tamam dedi. vayssss :D lililililililiiiy dedim çıktım ordan. son olarak perşembe gece 12den sonra bişey yiyip içmicen dedi tamam dedim. perşembe gece yedim içtim 12 oldu yattım direk. sabah oldu gittik yatış yapıldı teeee öğleden sonra 1-2 gibi aldı beni. anam aç susuz bu ne len dedim. ameliyattan çıktım gece 10a kadar bişey yemek yok dedi. toplamda 22 saat fotosentez yaptım yavrular ama ameliyat sonrası 2 serum olmasa nanay ki nanay olucaktım. neyse çok şükür çıktım ameliyattan bi gece yattım geldim evime. şimdi kıçım dikişli ve bebek bezi misali pansumanlı bi şekilde babanne hızında hareketle yatağımda dönebiliyorum yatabiliyorum. kalkıp işeyebiliyorum ( en güzeli de  o zaten :D ) ama zor kısmı şu kiiiii:

1. ameliyat sonrası alınan parçadan dolayı 2 yakanın bir araya gelememesi sonucunda dikiş atmak için gerilen kıçınız sizi baya bi rahatsız ediyo. ajda pekkanı anlıyosunuz az çok :D

2. bi de iltahap ve kan kalmasın diye ameliyat yerinden içeri sokulan bi boru ve borunun topladığı kanı ve iltihabı tutan bi hazneyle gezmeniz gerekiyo ki ben şuan o aşamadayım. pis bişe emin olun. canım acıyo mu acımıyo ama o boruyu o münasip yerde hissediyosunuz.

neyse canlar şuan kıçım arşa bakarken yazıyorum ve kısa kesiyorum. sızlıyo velet :/ allahtan antibiyotik ve ağrı kesiciler var da rahatım ;) öptüm yavrular ay lev yeee :)

p.s. werther çocum abini kızdırma bak kıçım acıyı zaten mail atıver bakayım. madem bölümdaş olduk artık kanatlarım altına almam lazım seni ;)

bi kaç bişi daha yazıcıktım ama unuttum :/ neyse...

3 Eylül 2012 Pazartesi

anlat bakalım?? ;)

eveeet yavrular gün itibariyle gene test gibi bişeylerle dönüş yapayım dedim. aklımda daha bi ton test ya da bi nevi kokolojik soru var diyebilirim. bunların bi kısmını okudum bi kısmını duydum bi kısmını da hocalarımdan öğrendim ;) neyse gelelim mi asıl soruya????

şimdi öncelikle bir resim ve resim için bir çerçeve düşünüyoruz. ilk olarak resmi düşünün. resim ne ile alakalı ya da kim var?? bi doğa resmimi yoksa bi kişi mi? ya da çok farklı şekiller mi hayvan resmi mi?? kişiyse kim nerde duruyo sen varmısın o resimde gibi bi ton detayı da düşünürseniz söyleyin tabi :) seçim sizin sadece detaylı bi şekilde yazın ya da düşünün yeter ;) şimdi geldik ikinci aşamaya resim bittiyse şimdi bi çerçeve düşünüyosunuz. nasıl, neyden yapılma, şekli şemali, rengi, büyüklüğü küçülüğü falan tüm detaylarıyla onu da düşünün ve tarif edin. şimdi herşeyi birleştirin. bakalım nası bişey çıkıcak ortaya?? ister yorum yazın ister mail atın siz bilirsiniz ama sizin çerçeveniz ve resminiz neyi anlatıyo görelim bakalım ;)

30 Ağustos 2012 Perşembe

mini mini mimler part 4 :D

efenim bi mim furyası geziyomuş bana da uğramış geçerken :D öncelikle adını duyduğum ama blog dünyasına adım atınca pek sık göremediğim marjinal kezbanımızın yazdıklarıyla oluşturulan bir mim imiş :) bigayın ağzından çıkanlar bunlar oldu valla. direk dinleyince artık yalan olmaz diyip başlıyorum mime ;) haaa peluş ayımızın da paslamasıyla mimin son durağı benim blogum oldu tabe :) neyse bakalım başlayak ;)

1. Hangimiz tanışıp hoşlandığı insanı hemen çıplak hayal etmiyo?Karşı tarafla ''pokemonlar'' konusunu konuşsanız bile o an çoktan içimizden ''seni seçtim sikaçu oyş'' diyip,türlü fantezilere dalıp gidiyosun.Kimse bana ''ayy kezban uydurma'' falan demesin!

valla ben de arada yapıyorum öyle sevgilimi ilk gördüğümde tanıştığımızda yani bi süzdüm yatak performansını ölüp biçip tarttım :D ha arada tanıştıklarımla da (hetero) aynı muhabbet geçerlidir beyimiz dibimi düşürdüye tabi ;)


2. Hangimiz biriyle buluşmaya giderken en sevdiği veya yeni aldığı kıyafeti giymiyo?Evet evet daha etiketini bile sökmeye kıyamadığın şeyi o an ''amaaan senelerdir var bu bende'' yüzsüzlüğüyle giyiyosun.Halbuki evde klorak lekeli pijamanla oturuyorsun.


ilk gay birisiyle bulşmaya gittiğimde adamın dibi düşmüştü bana hatta ankaranın ücra köşelerini hamam sokaklarını göstereyim diye helak olmuştu :D allahım gösterme bi daha o adamın yüzünü yarabbim!! o günden sonra kulağıma küpe oldu misali öyle deli deli süslenip gitmiyorum. ha bi de sevgilimle buluşucakken süslendiydim accık o kadar. klasik siyah gömlek üstüne yakasız sweat ve ceketimi giydiydim. klasik panda stili bi nevi imzam ;) bu arada duyun sesimi de bi tişört alın gelin klorak lekeli tişörtle yazıyom bunları!!! hoh :D


3. Hangimiz sevgilisinin evinde titizlikten ölücekmiş gibi davranmıyo?Normalde evde taşaklarını avuçlayıp sonra bişey olmamış gibi mouseu tutan insan.Sevgilisinin evinde veya otelde her nerdeyse...hemen bi Ayşe Teyze'ye bağlıyo.Yok sürekli koltuk altını kontrol etmeler,tuvalete gidip dişlerinin arasında bişey var mı diye bakmalar.Ohoooo


aynı şeyler aynı şeyler kezbanım haklısın da haklısın yani ne diyelim. mimi oluşturan bigay de hiç kaçırmaz bunları hea :D titizlikten ölmüştüm ama gele gide yalama olan sevgilim o durumu üzerinden benden sonra attığı için odamı düzenlediği de olmuştur ilk aylarımızda ;) 



4. Hangimiz dışarda yemek yerken içinden hesabı düşünmüyo?Bi kere zaten ''kim ödeyecek?'' kısmına girmiyorum bile.Ama şu hesap olayları çok rezil bişey.Hadi bunu ilk tanıştığın kişiye göre yorma.Mesela uzun ilişkilerde de çok tehlikeli bi konu bu.Ya bi taraf daha çok öder,ya ikisi ortak öder veya bi taraf hiç ödemez.Bunu cinsellikte oynadığı role bağlayanlar da var.''Ben ödeyemem o ödesin,sonuçta aktif o''diyenlere az çok şahit oldum.''Eee sen karın tokluğuna mı sikişiyosun tatlum :D:D?'' diye sorduğumda da çok terbiyeli cevaplar alamamışlığım var.

valla ilk zamanlar sevgilim ödücem diye yırtınıyodu ki para kazanmaya başladı ya şimdi daha fena kavga ediyoruk bu yüzden :D haaa arkadaşlarım konusunda yapmam öyle bişey para neyse mühim değil dostlukları sağolsun ;) gerçi bu bana uymaz genelde hesaplara ben el atarım ;) adisyon bende olum hehehehehe diyerek gevrek gevrek gülerim ve öderim arkadaş başka bişeylerle de isimlendirmem aktif pasif bu şu o...


5. Hangimiz zaman zaman Yıldız Tilbe dinlemedik ki?Müzik konusuna baktığımızda herkes Yann Tiersen'in 2.şubesi nerdeyse.Öyle kaliteli,öyle süper marjinal kişilikleriz ki sıçtığımız boklar bile biblo gibi.Hay allahım ben bi kere çok darlanmışım,canım sıkkın.Msnde de ne dinlediğimiz gözüküyo haliyle.Açmışım bi tane Gülden Karaböcek dertlenmişim.Hemen birisi aşağıdan ''Ya şaka mı:)?'' diye bana yazmış.O sıkıntıyla ben bunu görünce 2-3 aydır konuşup anlaşmama rağmen azına yüzüne sıçıp yollamışım.Geçen hatırlattı,tanıttı kendini yinee artık arabeskçi olmuş ehehehe..Neyse

valla yıldız tilbe de dinledim ibo da hiç de gocunmadım yani. Rihanna fanı olduğum doğru ama her türlü müzik türüne de giderim vardır. bi tek death metal falan diyollar bi onu kaldırmıyo bünyem bi de rapleri valla açık açık söyliyim. onun haricinde sevgilimin baya bi geniş müzik yelpazesinden çokça şarkı dinledim ;)



6. Hangimiz evde annemizle saç baş kavga ederken bi anda çalan telefona ''Alo ifindiiim ivit napiiim ivdi oturuyorum işte'' diye sakin sakin cevaplar vermedik ki? Aslında bunu da çok yapıyoruz.Ailemizde olan sorunları kesinlikle kimseye anlatmıyoruz.Özellikle sevgilimize daha bi anlatmıyoruz.O bizim ailemizi pür neşe,sevimlilik şelalesi,neşe zoptiriği,şirinler köyü olarak gördükçe kendi ailesinin bokluğundan bahsetmek istemiyo.Eee al işte sana karşılıklı ayakta sikmece.Bilmiyorum ya bence insan ''ben dün anneme kafa attım biliyo musun?'' demeli.(ehehehe yani kafa atmamalı tabi) Bazı şeyler biraz daha samimi olmalı...

valla ben bazı durumları açmam. en çok yakınım dediklerim bilirler durumu. her daim güldüğüm için de insanlara belli etmiyorum içim kan ağlasa da. en fazla uykusuzum yalanını atıyorum ortaya :D sevgilimle de ilk başlarda olmasa da aylar geçtikçe o zincirler kırılıp çok fazla şey paylaştık valla. ailemi ben doğru diye bilmiyorum ki niye ona doğru diye anlatayım?? ha ilk buluşma ya da ilişki başları tamam da sonrası için bence de önemli. 

p.s anneme kafa atmadım hiç atmam da hoh :D



7. Hangimiz daha sevgili olmadığımız halde o kişiye ''BENİMSİN'' tavrıyla yaklaşmamıştır ki? Aslında en yarak gibi olanı bu bence.Aranda daha ne olup bittiğini bilmiyosun o kişiyle ve gidip trip atıyosun.Bence birini kıskanmaya hakkın olmadığını düşündüğün an kapı kolundan bi farkın kalmıyo.O çok göt bi durum...çok çok hem de..Sevgili desen değilsin,arkadaş desen hiç değil,nesin amk sen? Kuzen misin enişte misin la bioksin beyinli!!!


kendimi tam olarak kabul edememişken kızlarla yaşadığım/yaşamaya çalıştığım durumlarda yaşamıştım bunu ve s.k gibi ortada kaldığımı da biliyorum.

(gece 1-2 suları)

-yurda gidince bana msj at almazlarsa seni kapıdan haber ver tamam mı?
+ tamam pandacığım :)
(gece 4-5 suları)
-eee hani msj atıcaktın bi problem mi var??
+ yok ya uyuyom ben pandacığım
-iyi bok yiyo... tamam iyi geceler :@

her türlü benimsin dedim ve patladı :D



8. Veee hangimiz özlediğimiz kişiyi düşünürken bir başkası tarafından da biz özlenmedik ki? Bu çok doğru kordineli gidiyo maalesef bu hayatta.Senin özlediğin başkasını özlüyo,başkası da başkasını özlüyo,sonra o en başkası gelip seni özlüyo...Belki bilmeden bi elazığ burma bilezik halkası yaratıyoruz bazen ama hayatta böyle nevrotik.

valla öyle bi durum başıma gelmedi ama şüphelendiğim kişiler oldu hani :/ ben başkasını düşünürken, beni düşündüğünü gösterip tak diye gece ortasında msj atanlar üzgünüüüüüm yavrum seni özlemedim :D hoh bide :D

8e 7 oranla bu mimde bitmiştir efenim saygılar ;)

mimi de çiklatalı gay'e, yayık ayranıma ve huzuruma postalıyom. mimlendiniz ulen!


28 Ağustos 2012 Salı

geçmişten şimdiye doğru mutlu son :)

Selam blogır alemi. en sonki yazımdan sonra bi açıklama son durumları bildirme gibi bişeye kalkışamadım. hem canım istemedi hem de internetim yoktu. neyse kaldığımız yerden devam edersek zor bi 3 gün benimleydi. her detayı ne hatırlamak ne de anlatmak istiyorum. yemek yemeden sadece su içmeye çalışarak geçirdiğim 3 gün ve ağlamalar diz boyu olan o 3 gün. hayatımda bi daha hiç mutlu olamayacağımı düşünmüştüm. çok konuştuk bazen konuşamadık. yataktan hiç çıkmayarak uykusuz gecelerimi düşünmekle geçirdiğim o 3 gün sonucundan kararımı verdim ve seni seviyorum dedim tekrar. bişeyleri baştan almaya karar verdim. güven ortamını oluştuabileceğini söyledi beni istediğini söyedi. ben de 2. bi şans vermek istedim. bi daha tekrarı olamayacağını da ekledim tabi. bu süreçte yanımda olan prensesim telefonun hep bi ucundaydı. beni hep dinledi hep destek verdi. çok sağolsun dostum olduğunu sırdaşım ablam olduğunu bi daha kanıtladı. kendisine burdan bi teşekkürü borç bilirim. yavrum delirmemi engellediğin için ve sıcacık hayata döndüren sesinle yanımda olduğun için çok sağol ;) neyse olay bundan ibaret bi daha hatırlamak yaşamak istemediğim bi olay atlattım. sonucunda 2. bi şans verdim ve pişman değilim. gün geçtikçe de iyiye gidiyo herşey eminim benim için ve bizim için. bu arada maileriyle yanımda olan yayık ayranıma, huzuruma ve gizli okuyucuma da teşekkürler. yorumlara da ayrıca teşekkür ederim.

geçen zor günlerden sonra bayram geldi tabi. ailecek ananemlerin yazlığına gittik. zaten herşeye üşenen ben denize bile gitmedim girmedim. evdeydim bütün gün. bayramı da öyle geçirdim :) harçlıklarımı topladım evde oturdum. arada sigara içmek için kaçtım. öle annemin dizinin dibinde oturdum hep. dedem ne kadar söylense de hep oturdum.  misafirler bayramlaşmaya gelenler falan geldi geçti. ablamlar gelince bi ara bi disko bar yaptık kopkop o kadar :D oh missss :D bide hoh :D neyse bayram hasılatını iyi yapmışım ki izmire geliyooooom diye aradım :) tabi ilk önce sürekli izmire gelmeden ankaraya dönersem neler olabileceği konusunda beni tehdit eden BiGayımı aradım ama beyfendi gelemem dedi! laaaaaan dağıtırım nası bi nazdır bu?? trip sitem bi de hoh işte :D tabi adam oyuncak ayısıylaymış pandayı kim napsın demi bigayım????? kapattım van görlümü prensesimi aradım. dedim böyle böyle geliyom aç kollarını :D o da malum yazdığınız üzere aynı zamanda sahne farklı tabi dellenmiş havalara uçmuş. ben de uçuyodum bi kerem hoh :D neyse yolun sonu güzel olunca yol bitmek bilmez olur tabi ama sonuçta bitti. bigayım gelmicek diye hüzün yaptım trip yaptım ama adamında işi varmış misafiri varmış bişey de diyemedim. süprüzlü gelişin böyle sonucu olur dedim ama sonuç pozitif hamileyim misali güzel haberi de prensesimden aldım tabi :D neyse vardık izmire tabi telefonla yer tarifi buluşma derken baktım karşıdan başından tacı eksik bi prenses geliy :D lililililililililiiiy dedim ve koşup atladık birbirimizin üstüne :) söyle bi sarılmışım ki anlatamam. sanki hayatım boyunca tanıyorum ve sanki 1 senedir görüşememişiz yüzyüze misali bi durumdu. hiç yabancılık çekmedim ne ilk diye ne de tanımıyorum görmedim diye. kol kola gittik meşhur olayın yaşanacağı mekana prensesimle :) baktık karşıda 2 kişi bekliyo. peluşumu az çok yazılarında biliyorum takip ediyorum tabi bigayım desen artık en bilinen isim :D neyse gittik tanıştık ama şöyle söyleyebilirim ki en çok peluşum oyuncak ayım ağzımı açık bıraktı. yazılarına bakınca cevval biri gibi tabi ama yanına gittiğimde o kadar uysal bi çocukla karşılaştım ki ahanda noluyozz dedim :D valla geçirdiğimiz saatler boyunca çok konuştuk çok güldük falan zaten van görlüm prensesim mıncırdı bide anam pek mutlu oldum ki ben karnı doymuş uykusu gelmiş panda misali oldum oturdum böle ağzım açık salak bi surat ifadesiyle :D sonra asıl bombaya geliyoruz: o bir sağlık kumkuması o bir yeşil ay ve çay manyağı o bir o bir bigayım :D hepbir oturduktan sonra prenses gidince 3müz kaldık eee ne yiyek ne içek faslına geldik ve bigayım supangle yicem ben diyince gözlüklerimden fırlayan gözlerimi yerime takmakta zorlanmadım değil yani :D biz sakin sakin limonatamızı içtik adam KOCA TABAK SUPANGLEYİ yedi :D la bi ara yanlış insanlarla mı buluştuk diye düşündüm bi an :D :P adam rafine şekere karşıyken kaşık kaşık götürdü gözümüzün önünde :D al sana intikam bebik bana gelmicem dersin seeeeeeen  bi daha hoh :D tabi ortam az kalabalık olunca birebir konuşamadık :/

bu da benden size gelsin prensesim peluşum bigayım gözlüklü şirinim kuzu olmayan kuzucukum :D

sonraki cafe faslına kuzucuk ve kendi adını kendi takan gözlüklü şirin dahil oldu :) kuzucuk diyollar ama öyle dendiğine bakmayın :D adam kuzudan çok farklı bişey. neyse gören görür hesabı ne olduğunu anlatmıcam banana :D çatla mode: on :D kuzucukla tanıştığım onu tanıdğım için cidden çok şanslıyım. burda her bişeyi anlatmasam da kendisinin benim için özel bi insan olduğunu belirtmeliyim. çok fazla benziyoruz fikir anlamında ;) kuzucuk değerlendirmesi ve izlenimleri yerine ulaşmıştır di mi prenses??? ;) gözlüklü şirine gelirsek ortamın hem neşe hem sinir kaynağı :D allahım yok öyle  birisi ya :D adam hem rahat hem pimpirikli (tabi yüzdeye vurursak bu durumu %90la %10 olur :D ). hem dalgacı hem saf hem bilmiş hem de komik bi gözlüklü şirin vakası atlattık :D öle işte akşam faslını anlatmıcam çokça özel şeyler olduğu için ama allahuekber wuhuuuuu çok eğlendik yavrular. konuştum konuştuk dertleştik. hüzün mutluluk kahkaha bol espri hepsi bu buluşmadaydı :D hepinizi pek sevdim yavrular hayatlarımız hep böyle kesişsin inşallah ;) ayrılırken sarıl sarıl bi hal olduk ama aklıma en çok bigayımın öldürücü sarılması geliyo. adam bir sıktı benim bıngıl etim yanlardan fışkırdı resmen :D adam tuttuğunu koparıyur hey maşallaaah :D oyuncak ayımda evin küçük oğlu misali herkesin korumaları kollamaları altında eve uğurlandı. yaşça da en küçüğümüz olduğ için arkasından baktık kaldık :) en son prensesimle ayrılırken sarıldık sonra bi daha sarıldık kopamadık :/ allahım bi daha buluşma nasip et diyerek allahuekber wuhuuuuyla bitiriyorum bu yazıyı yavrular. kurduğunuz dostlukların böyle olması ve hiç pişmanlık duymamanız dileğiyle.

p.s: prensesim bi dahaki buluşmamızda da böyle plansızlığın dibine vuralım olur mu ;) plansızlık forevaaa :D bi de sanki hiç görüşmemiş gibi değildi ortam sanki bi ara biri niye gelmedin diye sitem edicek gibiydi o derece ya da ben öyle hissettim bilemedim :)

13 Ağustos 2012 Pazartesi

...

bunu da yaşadım :( bana yaşattın ya helal olsun! aldattığın için sağol...

sıçılmış bok gibiyim :/ yok mu sifonu üstüme çeken??

oyh blogum. caaaanım blogum. iyiydik diyodum da son günler beni fazla yordu yıktı üzdü sıktı hatta sikti! 4 gün önce herşey ne kadar da güzeldi. otur kalk ye iç hatta staja git 2 hastayla daha tanış falan. hatta o gün pazara çıkmıştık ama yorgunluktan ölüyorum ben. stajdan sonra bi de annemin babamın yanında yük taşıyan eşekler gibi gezdim :/ neyse o günü atlattık kolayca. ertesi gün için hastanedeki meslektaşımla tanışmaya gidicektik süpervizörümle 10da. 9da kalktım tabi uyanamadım tabi. az daha yatayım derken msj geldi. aha dedim gene 2 dakka derken 2 saat uyudun panda helal olsun dedim. kalktım msja baktım süpervizörüm msj atmış panda bugün hastaneye gitmeyelim olur mu diye tamam dedim bende cevap attm yattım. ertesi gün gene evdeyim g.t büyütüyorum falan akşam üstü sevgilim msj attı. ben bu işyerinden çok sıkıldım hiç umduğum gibi değil vs. gibi şeyler yazmış. ben seneye istanbula gitcem demiş. ben de tamam dedim seneye git istanbula nası istiyosan bitanem yazdım. sonra içim elvermedi aradım konuştuk işte biraz. soğuk soğuk konuşunca ne var neyin var ne oldu bana anlat kötü bişey mi oldu falan desem de yok dedi. sonra şimdi konuşmak istemiyorum sonra konuşalım mı dedi. az çok huyunu suyunu öğrendim artık. bi sorun olduğunda üstüne gitmemden hoşlanmıyo. kafama vura vura öğretti şahsen kendileri. bende tamam dedim telefonu kapattım. neyse sonra 1-2 saat geçti msj attı özür dilerim ama böyle durumlarda kendimi dinlemem gerekiyo dedi. bende biliyorum bitanem önemli değil dedim. sen düşün dedim ben burdayım ve seni seviyorum bi kararın olursa arkandayım dedim. öle işte sonrasında konuştuk falan ama telefonu gene istediğim şekilde kapatamadık. kavga da değil de sesi kötüydü. sonra msj at bekle cevap yok msj at msj at en son aradım gece 1 oldu. açtı uyumuşmuş. benim de içime dert olmuştu sonrasında uyandı işte yerine yat dedim tamam dedi uykulu uykulu kalktı yattı.

geldik dananın kuyruğunun koptuğu yere. cumartesi ablam geldi oturuyoruz. birden tvde altyazı geçti kpss açıklancak diye. aha dedim benim tayfayı aradımbi kısmı açtı bi kısmı açmadı. neyse haber verdim ve oturdum internet başına. bakıyorum ösymye falan bulamadım ilk önce sonrasında buldum işte tıkladım tc şifre falan girdim. puanım 63 gelmiş :/ ben 70 yakın belki de 70 falan bekliyodum. son 1 ayda çalışmaya başlayıp sevgilimin kafama vura vura çalıştırdığı anlattıklarıyla ala ala bunu almışım dedim içimden. neyse biraz daha yüksek bekliyodum ama 1 ayda bu kadar oluyo demek ki dedim. sonra ilk iş sevgilimi aradım. bi güzel ağzıma sıçtı. napayım dedim aşağıyamı atlayayım dedim. şakasına falan atla dedi. ben benim gibi son ayda çalışan fazla diye bizim tayfadan dersaneye giden az diye puanları çok yüksek beklemiyodum ama sonra telefonlar gelmeye başlayınca yıkıldım tabi. 71 78 83 ve 87... ben gene grubun ne kadar çalışırsa çalışsın hep düşük alan elemanı oldum. orta okul lise üniversite ve son olarak kpss... arkadaşlarımı kıskanmadım ama dedim ki panda millet yapmış bi sensin salak dedim. son 2 hafta çalışan da yüksek aldı son ay çalışmaya başlayıp o arada sevgilisiyle ayrılıp yemeden içmeden de kesilen de. sen öle bak kendine aynaya dedim. yüzün varsa tabi... çok moralim bozuldu. en yakın arkadaşım 87 almış onun puanını duyunca zaten sevinemedim. hah dedim panda helal olsun 1 ay boku bokuna geldi geçti gitti. neyse herkesi tebrik ettim dünkü sinirim geçtikten sonra ama gene de yediremedim oturdum ağladım. salaksın panda!

kpss tamam geldi geçti ve yapacak bişey yok ama koydu sikti geçti. şimdi biraz daha iyiyim tabi. içim acıyo ama yapacak bişeyim yok. son kararımı vermeden önce aklımdaki şey ise ben bu puanla kpss hayatını bırakmam. devlete atanmamda bi sorun yok bu puanla bile ama ben bu puanla bırakmam! bu arada sevgilim ağzıma sıçtı dediği gerçekleri söyledi son 1 ayda çalıştın ne bekliyosun ki dedi. haklı da. sonrasında diğer arkadaşların puanları geldikten sonra bana tekrar msj attı puanları sordu ben de yüksek dedim. o da benm kadar üzüldü sonrasında. bi ton msj attı falan üzülme nolur diye. biz senle bi daha çalışcaz hem kaçının özel öğretmeni var dedi :) aslında o an o msjlara ihtiyacım yoktu sevgilime ihtiyacım vardı. yanımda olmasına ama olamadı. uzaktan ilişkinin ya da öğrenci olmanın zorlukları bunlar işte canlarım :/ neyse hadi bugün öyle böyle derken msj hakkım bitmiş bende internet paketini kullanaraktan sevgilime mail atıyorum öyle haberleşiyoruz. müsait olunca araşmalar tabi. sonrasında gelen maile baktım aklım şaştı: "aşkım ben numaramı değiştircem" allahalla?????? noldu ki böyle bi karar aldı falan diye düşünüyorum ve aklıma direk süpriz yapıp ankaraya gittiğimde sevgilime msj atan kişi geliyo.  ya da yeni yeni görüştüğü kişiler... hala bi olabilitesi var diye düşünmeden edemiyorum ama bunu sorgulayınca yok bişey oluyo. salakça bahaneler falan ortaya çıkıyo. ya işte liseden beri numaram bu falan. eeeeee nolmuş ki diyorum. aman çok durdu falan. aklımı kurcalıyo tabi şimdi deli gibi. benim aklımı kırcalaması yetmiyo soruyorum ve olay çok farklı yerlerden kavgaya dönüşüyo. biraz kötü kapattık telefonu sonrasında msj attı bitanem diye. tekrar konuştuk bu sefer iyice kavga ettik. aklıma takıldı ve bi neden yokken ortada nerden çıktı bu dedim. yok falan dedi gene. bi daha sordum bi daha sordum ve bu sefer sorduktan sonra sessizce bekledim. o da bekledi. 10 saniye sonra sessizliği bozup cevap bekliyorum dedim. işte o anda gerildik ve kötü bi şekilde kapattık. sonrasında  1 saat sonra gene bi msj. "bitanem böyle olmayalım nolur" diye. ya tamam olmayalım da ağzından çıkar baklayı nerden esti numaranı değiştirmek???? zaten kıllandırdın ama çaktırmıyorum da bu sefer de tuz biber oldu üstüne. tabi benim her bişeyi bildiğimden haberi yok. neyse biraz daha konuştuk sonra kapattık. bilmiyom kafamda soru var ama ne desem bilemiyorum da :S

son olarak da bugün aslancık abimi(!) askere uğurladılar. prenses bizzat gönderdi :) bende aslancık abimi arkadaşımı dostumu mahalle arkadaşımı çok öpçükle uğurlayamadım ama msjını gönderdim telefonla da prensesle irtibat kurup bizzat demesi için tembihledim. ABİM ASKER OLUYO SIRA DA BANA GELİYOOO :D :D sonra bi daha araştık prensesim vangörlümle de söyliceklerinin bi kısmını unutmuş :D  söyledikleriyle prenses de sabah sabah benim ağzımı açık bıraktı ama neyse onlar burda söylenmez ;) bu arada ben de seni rüyamda görmüştüm prenses. bi düğüne gidiyoduk ve kavalyen oluyodum. sen mor bi elbise giymiştin ben de takım. kol kola gidiyoduk hatta babaanne ya da ananenle tanıştırcaktın beni :D o arada tabi acıktım diyosun vangörlüm prensesim ve ben sana pasta tatlı almaya falan gidiyorum :D sonra uyandım zaten :D

bitte ;)

10 Ağustos 2012 Cuma

mini mini mimler part 3 :)

hoyh valla mim de olmasa yazacak bişey yok heralde :) sıkıntıdan patlıyorum e bütün gün evde olunca da bişey yapmayınca da ne yazacak bişey geliyo aklıma ne de başka bişi. millet yazsın da ben okuyum diye bekliyorum. neyse bi mim çıkıp gelmiş prensesim van görlümden ;) hemen mime geçelim:


1- Mim'i alan mimi kim göndermiş olursa olsun Operadaki Kazulet'e teşekkür edecek. Nihoha! Sonra gönderene...
2- Mimi alan, nası mimi rahat alabildi mi (kalın mı geldi, dar mı geldi öyle ya:P) onu belirtecek3- Yukarıdaki mood resmi logo olarak kullanılmış olup cevaplarınıza dilediğiniz resmi yapıştırabilirsiniz.

Mim'in içeriği:

1- Mimlendiği andaki mood'unu yazacak.2- Yeni aldığınız giysiyi başkası üzerinde görünce hangi moodda olursunuz?3- İşerken genelde ne moodda olursunuz?4- Depresif Mooddan Heidi mooduna geçmesini sağlayacak olay ne olabilir düşünüp bulacak.5- Mimi, alışı kuvvetli 3 arkadaşına paslayacak:D


şimdi öncelikle Oprahdaki Kazum'a teşekkürleri bir borç bilir çiçeklerini eve yolladığımı iletirim burdan :D Mini mini mimi bana paslayan Prensesim Vangörlüme de burdan öpcük gönderdim bi de yakın zamanda kendisine bizzat iletebileceğim öpücüğü de getireceğim merak yapmasın ;)

mimi van görlüm verdi aldım bende öle zor bişi değil ;) herkes yapar :D

gelelim asıl mime:

mimi ilk aldığımdaki mood:
açıklamama gerek var mı?? günlük g.t büyütmece...

yeni aldığım giysiyi bir başkasının üstünde görürsem önce bi güzel yok olmamış der içimdeki fesatlığı vurmam ve


böyle bi hal takınırım hoh olmamış derim :D eğer ki uzatırsa işi...


işerken ki alacağım mood ise valla daha çok rahatlama olacağından ortaya şöyle manzaralar çıkabilir:



valla depresif mooddan heidi mooduna geçiş için arkadaşlarımla ufak bi sohbet, bi kahve seansı ya da gezip dolaşma ve içip içip sabaha kaddar dens olabilir. şekil a:



mimi, alışı kuvvetli 3 kişiye paslamış olursak son zamanlarda kazuyla röportaj yapıp da kirli çamaşırlarını ortaya döken o bengayım ;) sonrasında adıyla beni sakinleştiren huzurum ve son olarak çiklatalı gayıma gönderiyorum güzel alın beni mahçup etmeyin bakayım haaaa ;)








8 Ağustos 2012 Çarşamba

özledim :/

herşeyini özledim...

dudaklarımda sıcacık nefesini hissettiğim öpücüğünü...
kulağıma her gece fısıldadığın iyi geceler'i ve karanlıkta yerini görmeden bile her daim bulabildiğin dudaklarıma kondurduğun tatlı öpücüğünü...
kucağına kafamı koyduğumda saçımı okşayıp bana huzur verişini...
günün kötü geçtiğinde anlamsızca trip atmanı ve bana saldırmanı...
bana bakışındaki her anlamı...
yemeğini her daim benimle paylaşmanı...
her boşlukta, etrafı süzüp ya da merdivenlerdeki ışığın sönmesini fırsat bilip, sıkıca ve hiç bırakmamak üzere elimi tutmaya çalışmanı...
ve elimi her tuttuğunda öpüp seni seviyorum demeni...
ilk buluşmamızda heyecanlı heyecanlı kendini anlatışını...
sonrasında da hep aynı yerde buluşup yastık altından gizlice el ele tutuşmaya çalışmamızı...
ilk defa evime geldiğinde p.s. I love you filmini şans eseri bulup izledikten sonra ağlarken beni dizine yatırmanı ve sonrasında sarılmanı...
hani hatırlar mısın 1. ayımızı doldurmadan önce hasta olduğumda bana koşup geldiğini ve balık getirdiğini?
o gece, portakal suyuyla birlikte hasta halimle bana balık ekmek yedirişini...
ve gene o gece yanımda kalman için yalvarışımı ve bunu senin de çok istediğini söylemeni...
beni gizlice okuluna sokup, odanı gösterirken ki utancını...
ilk defa açıldığım bi arkadaşımla seni tanıştırdığımda ki heyecanını...
gece kabus gördüğümde benle bir yataktan sıçrayıp kalkıp su vermeni ve sonrasında benim uykuma eşlik etmeni...
kavga ettiğimizdeki laf sokan ve konuşmak istemeyen inatçı halini...
gece gece beni terk edip sonra beni merak edip evimi bastığında(!) tutamadığın gözyaşlarınla sana sarıldığımda bana sarılışını...
bütün gece koşup seni ararken terledikten sonra bitti demenin üstüne terlemişsin hasta olacaksın demeni...
ayrıldığımız gece gene de beni düşündüğünü göstermeni...
beni düşünerek o geceki son dolmuşla gittiğin okulundan geri gelip benden önce eve gelip beni bekleyişini...
eve gelip odaya girip kapıyı açtığımda ağlamaklı bi halde seni bulduğumda şaşkın şaşkın bana bakışını...
o bakışlarda seni seviyorum'u bana haykırdığını...
sana sarıldığımda beni hiç bırakma demeni...
ilk buluşmamızı hatırladığımızda izlediğimiz filmin bok gibi olduğunu anlatışını...
tabi filmi izlerken korkup bana dokunmak istediğini söylemeni...
en önemlisi de filmi benim seçtiğimi söyleyip bana şaka yollu kızmanı...
sigara için bana kızmanı...
yemek alışkanlığımı ve kahveyle deleceğim (ki az kaldı) mideme düzgün bir şeyler gitmesi için yemek yememi söyleyip, bana kızıp, midem ağrıdığında 5 dakika bile yanımdan ayrılmamanı...
doğum günümde hediye olarak bana klip hazırladığında kendimi tutamayıp ağlamıştım hatırlıyo musun? klibi izledikten sonra odadan çıkıp sana sarıldığımda "klibi beğenmedin mi o yüzden mi ağlıyosun" diye soruşunu...
sorduğun soruya hayır diyip sana daha sıkı sarıldığımda senin de bana daha sıkı sarılışını...
hediyelerimi verirken de yüzündeki heyecanı...
çocukça, masum ve gözlerinden aşık olduğunu belli eden heyecanını...
okuldan, tezden ve finallerden çok sıkıldığımda ve kendimi kaybettiğim bir anda gecenin kör vaktinde gelişini...
o gece ağlamamı durduramayıp panikle hastaneye gidelim diyişini...
ağlamamı susturmak için beni sıkıca sarmanı...
1 saat boyunca ağladıktan sonra uyuşan ellerimi ve kollarımı yıkamak için beni sırtına sarılmış bir halde götürmeni...
ertesi gün sınavın varken o gece beni uyutmak için yanımda kalmanı...
üşüdüğüm için sıkıca sarmanı sarılmanı...
yolda yan yana yürürken sessiz sessiz sevgilim/bitanem diyişini...
benim yaptığım her salaklığa gülmeni...
haftasonu birlikte uyurken hep iş görüşmeleri için aramaları, bizi uykudan uyandırmaları, bu durumun senin dikkatini çekip ve her defasında da telefonu şaşırarak açmanı...
benim zorumla iş başvurusunda bulunup, umutsuzken, bekle bakalım dememle şirketin seni araması ve hayretler içinde beni izleyişini...
bütün bunların hepsini yaşamış olsak bile hala beni öperken ilk günkü heyecanını dudaklarında hissetmeyi...

(en sonunda söylediği sözleri sallamıyorum şarkının geneli ve melodisi çok hoşuma gidiyo. tabi bi de closer filminin etkisi büyük...)

seni... sen ve beni... bizi özledim ve özlüyorum.
şuan yanında olmayı o kadar çok istiyorum ki... seni seviyorum!

2 Ağustos 2012 Perşembe

staj raporu vol. 1

olayda kullanılan kişiler hayal ürünü değildir aksine gerçektir ama isim vermem bebiş boşuna bekleme isimler yalancıktan uydurma yani;)


selam blogır alemi :D hayırlı uğurlu olsun bana ki staja başladım ki ben :D aile danışma merkezinde staj yapıyorum artıkın!!!!! dün ilk görüşmem vardı tabi ki merkezdeki sorumlu kişinin yanında giriyoruz görüşmelere. ilk görüşme ahmet adında bir çocuktu. 4-5 yaşlarında sadece kafadan oluşan çok zayıf bi çocuk ama çok tatlıydı velet :) neyse öncelikle süpervizörümüz ( başka bi isim uyduramıcam ama işte sorumlu kişi o işte) sordu ahmete birlikte oyun oynıcaz arkadaşlarımda gelsin mi dedi ama çocuk cümle kurmaya bile annesinin kulağına gidiyo. önce annesine söylüyo sonra annesi bize söylüyo. çok utangaç çok içine kapanık yavrum :) neyse 2 stajyeriz ve 2mizide istemedi bizde gudbay babişto dedik ve süpervizörümüzle görüşmeye girdiler. bizde kaldık 2 stajyer başbaşa. oturduk 2 sohbet edelim dedik. anam kız susmuyo anasını satayım. car car car car. terimsel ifadeler yok erikson kuramı yok bilişsel davranış terapisi zart zurt yok wisc-r testi falan şu kitap yok şu adam kadın... allaaaaaa bi sus ya bi sus tamam her bi boku sen biliyon en birinci sensin tamam al diploman okuma sen tamam mı annem hah yeter ki sus!!! :D hıı hııı falan dyorum aa öylemi falan diyorum geçiyorum. bi insan kendini bu kadar ispatlamaya kalkmaz ki ya yeter. dünkü sıçtığım bok abinim lan ben senin hörmet et el öp fazla da konuşma hoh! demek isterdim ama ""diyemedim ya la" mode on :D

neyse sonrasında süpervizör çıktı odadan. aileyle de görüştü falan. sonrasında bizi odasına aldı. meğersem küçük ahmetin olayı şuymuş ki ahmetin babasının öfke kontrolü problemi varmış. baba fiziksel olarak şiddet uygulamıyo ama susup susup daha feci bi şekilde patlıyo. anne ise tam aksine babayı kapatmak için çok fazla hoşgörülü ve iyi. 2 ebeveyn arasında çatışma fazla gibi grünüyo. neyse öfke kontrolü ve çocukla yapılacak düzenli görüşmeler sonucunda olayı çözmek mümkün ;)

neyse 2. görüşme de SP'li bi çocuk var adı da cemal ve ailesiyle birlikte gelmiş. özel rehabilitasyondan gönderilmişler. neyse ilk görüşme yapılacağı için stajyerler olarak biz de girdik. çocuk çok tatlı ya :/ kıyamam. sadece 1 elini kullanabiliyo ve bi de ağzını. süpervizörle dikkatimizi çeken en önemli şey ise aile oldu. genelde özürlü ya da engelli bireye sahip olan aileler genelde çocuğu kabul konusunda çok fazla zorluk yaşarlar. inkar süreçleri görülür ya da tedavi ya da eğitim görüyosa çocuktan çok fazla gelişme ve değişim beklerler. bu durumun ortadan kalkabileceğine yönelik her daim umutları vardır ama bu gelen aile öyle değildi. gayet bilinçli ve çocuğunun durumunu çok iyi sindirmişlerdi. o durumdaki bir çocuk için yürümesi koşması ya da tuvalet eğitimini tamamlamış olması beklenebilirdi ama onlar sadece konuşma anlamında ilerleme kaydetmek için geldiklerini belirttiler. çocuğun toplamda 20 kelime çıkarabilmesi ve o kadar kelimeyle hayatını sürdürmesi olanaksız olduğu için ve en az 2 kelimelik cümleler kurması için getirilmiş. çok takdir ettim aileyi. ön görüşmemizi sessiz sessiz dinledik sonra gittiler zaten :)

son görüşme de 4 yaşındaki bi kızmış ona da test uygulanacaktı fakat hem annesi hem süpervizör hem de 2 stajyer  birlikte girmeyelim dedi. hanginiz kalmak ister falan dedi. 2mizde farketmez dedik. ama kız tabi 5 dakka önce yağını paçadan salmış ve süpervizörü yağlamıştı :D "ay saçınız ne güzel olmuş böyleeeeeeğ topluyken pek anlaşılmıyodu kısa olduğuuuğ". neyse süpervizör de biz senle girelim dedi çenesi düşük kıza. bana da bugün 4te bi test için randevu verdi. tamam dedim. çıkabilirmiyim ben ozaman başka görüşme yoksa dedim.  tamam dedi bi de bana kaç milyarlar bayılıp gidip aldığı aile danışmanlığı sertifikasının verildiği kursun notlarını verdi :O benim gözler fal taşı tabi. kaptığım gibi fotokopiciye koştum :D ooooh bala gel dedim içimden ;)

 bu arada yeni gözlük yaptım kemik çerçeveli. etrafımdakilerden güzel tepkiler alıyorum ama bakalım bilemedim :)  neyse rapor bu kadar ;) gudbay!

röportajın alasını kazuyla yaptık :D


heeeey millet!!! operadakimeraklıkazu mail atmış. bende şaşırdım biraz. sanatsal bi olay mı vardır nedir dedim :D bi açtım baktım röportaj istiy :D tamam dedim ve öpredekikazummlan bi röportaj yaptık sayın seyirciler ;)
sorularıyla arada terletse de arada hönk dedirtse bile fesatlık, kahkaha ve uçuk sorularla güzel bi röportaj oldu. tebrikler kazum hem devrelerimi yakıp hem de güldürdün beni sorularınla :D olcak olcak senden bi ayşemarmanım çıkıcak yakındır ;)
yakın zamanda sanal aleme bomba gibi düşücek olan bu röportajı sakın kaçırmayın :D